Sarıklı Kurt ve Merih Demiral! İkiyüzlülüğün bir göstergesi
Bedir Acar, Merih Demiral’ın Avrupa Futbol Şampiyonası’ndaki gol sevincini bozkurt işaretiyle kutlamasının ardından UEFA’dan aldığı cezayı köşesine taşıdı. Acar, bu cezanın Avrupa’daki Türk düşmanlığı ve ikiyüzlülüğün bir göstergesi olduğunu belirtti. Türklerin tarih boyunca sembollerine sahip çıktığını vurgulayan yazar, bu olayın da milli bir sembolün savunulması olarak görülmesi gerektiğini ifade etti. Avrupa’nın Türk tarihine ve sembollerine olan negatif yaklaşımını eleştiren Acar, Akşam gazetesindeki yazısında şunları kaydetti: “Kevin Costner’in yedi Oscar ödüllü Kurtlarla Dans filmi iyi bir filmdir ama kurdun Avrupa’daki çağrışımı hiç de iyi değildir. Kırmızı Başlıklı Kız masalını hatırlarsınız. Grimm Kardeşler’in Alman köylerinde topladıkları masallardan derleyip yazıya geçirdiği bilinen masalda kurt insan yiyen, hilekâr bir hayvandır.
ÖNE ÇIKAN VİDEO Hint ve İran’da benzer anlatımları mevcut olsa da Avrupa’nın bu en meşhur halk masalında (kestirmeden söyleyecek olursak) kurt önce hasta babaanneyi, ardından da babaannesine yiyecek götüren torunu küçük kızı yer. Bir ormancı kurdun karnını yarar ve küçük kızı kurtarır! Gelelim kurdun iblislerle aynı safta yer aldığı bir Avrupa resmine… 1552 Almanya Köln doğumlu ressam Hans Von Aachen’in bir tablosunda kurt, Osmanlı Padişahının ya da paşasının yanında ve ‘sarıklı’ olarak tasvir edilir. Padişahın arkasında, saçları Medusa’nınki gibi yılanlı olarak tasvir edilmiş iblisler var. Yani sarıklı kurt, sarıklı Türk ve yılan saçlı iblisler aynı safta! ‘Five Allegory of the Turkish war – The declaration of war before Constantinople’ adını taşıyan bu eserin mantığına göre Türkler bir manada şeytanın ordusuna komutanlık ediyor. Bilin bakalım eser nerede? Hani şu EURO 2024’te 2-1 mağlup ettiğimiz Avusturya’da (Viyana) bir müzede… Söz konusu resimde tarafların pozisyonuna bakılırsa savaş alanında sanki bir pazarlık söz konusudur ancak iblislere öncülük eden sarıklı Osmanlı’nın elindeki kılıç havada, dişlerini gösteren kurt tehditkâr, arka plandaki iblisler de sopaları hazır beklemektedir. Buna mukabil, karşılarında yer alan Avrupalılar daha diyaloğa yakın, kiminin elleri arkasından bağlanmış, silahları ise yere doğru tasvir edilmiştir. Bunlar sadece iki örnek… Avrupa sanatında Türkler hakkında sayısız olumsuz imajlar mevcuttur. Hans Von Aacher’in resmineki gibi Türk’ün yanına kurt iliştirmeleri belki de mitolojik tarihimizi iyi bilmelerinden kaynaklanıyor. Zira Bozkurt, bugün 500 milyonluk büyük Türk ailesinin binlerce yıllık ortak simgesidir. EURO 2024’te milli futbolcumuz Merih Demiral’ın gol sevincini bozkurt işaretiyle kutlaması, belki de, bunların travmatik hafızasını geri getirdiği için bunca vaveyla kopardılar. Lakin şunu unutmayalım; tilki gibi kurnaz Avrupalı, sahada yenemediğini masada alt etmesini iyi bilir. Kendi kurdukları düzende istedikleri gibi at koşturuyorlar ne de olsa. Hem savcı, hem hâkim, hem cellat olmayı seviyorlar. Nitekim UEFA, bozkurt işaretinden dolayı Melih Demiral’a iki maç ceza verdi. En iyi oyuncularımızdan biri ve en kritik maçta/maçlarda olamayacak… Bu berbat bir bahane de olsa kaçırmak istemediler. Oysa bu sevincin ideolojik bir yanı yoktu. ‘Bozkurt’ Türk tarihinde bir semboldür, öyle sadece bir partinin, grubun, ideolojinin sembolü değildir. Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın kurt tarifi de manidar olmuş. Şöyle diyor: “Kurdun destanları, hikâyeleri var. Tür olarak da çok dayanıklıdır. Kurt sırtını herhangi bir şekilde dayamadan, sırtını garantiye almadan öyle bir ihtiyaç duymadan savaşabilen bir hayvandır. Yaşam savaşı verme bakımından çok beceriklidir. Sürü halinde de avlanır ama tek başına da çok dirayetli ve dirençlidir. O yüzden yaşam savaşı veren, özgürlük savaşı veren milletler için ayrı bir sembolik değeri ve önemi vardır. Millî Mücadele’de de sembol olarak vardır.’ Öyleyse hepimiz bozkurtuz! Merih Demiral’a verilen cezadan sonra sanırım şunu da ilave etmeli: Kurt kışı atlatır ama yediği ayazı unutmaz!”