Sokaklardaki evcil hayvan sayısı giderek artıyor! Suistimaller artıyor: Benim değil, mahallenin!
Evde yaşayan kedi, köpek ve gelinciklere mikroçip takılması zorunluluğunun üzerinden yaklaşık 1 yıl geçti. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve “Kedi, Köpek ve Gelinciklerin Kimliklendirilmesi ve Kayıt Altına Alınmasına Dair Yönetmelik” gereği, evcil hayvanı olanların, hayvanlarını (6 aylıktan büyük) en geç 31 Aralık 2022 tarihine kadar kimliklendirmesi ve Ev Hayvanı Kayıt Sistemi olan PETVET’de kayıt altına aldırmaları gerekiyordu. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hayata geçirilen uygulamaya göre, bu tarihe kadar evcil hayvanlarını kayıt ettirmeyen vatandaşların ödeyeceği idari para cezası ise 3 bin 642 lira. Mikroçip hala takılabiliyor; ancak bahsi geçen tarihi kaçıranlara il-ilçe tarım ve orman müdürlükleri tarafından idari para cezası uygulandıktan sonra evcil hayvanlarına mikroçip uygulanabilecek. Kayıt altına alınan hayvan sayısı toplam 2 milyon 155 bin 592 SUİSTİMALE AÇIK: BENİM DEĞİL, MAHALLENİN Mikroçip uygulaması ile sokağa terk edilmiş kedi ve köpeğin kime ait olduğunu tespit etmek, hayvanın kuduz aşısı başta olmak üzere geçmişine ait tüm aşılarını görmek oldukça önemli; ancak uygulamanın üzerinden yaklaşık 1 yıl geçmesine rağmen evcil hayvanına mikroçip taktıranların sayısı oldukça düşük. Türkiye’de 7-8 milyon evcil hayvan olmasına rağmen mikroçip takılarak kayıt altına alınan hayvan sayısı yalnızca 2 milyon 155 bin 592. Hayvanın kayıt altına alınmaması, cezai yaptırımları beraberinde getirince suistimaller de ortaya çıkıyor. Kimi yanında bulundurduğu evcil hayvanın, kendisine ait olmadığını, mahallede bakılan bir hayvan olduğunu söylüyor. Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, bazılarının o sırada yurt dışında olduğu için bazılarının da uygulamaya dair bilgisi olmadığı için hayvanlarını kayıt altına aldırmadıklarını ifade ettiklerini söyledi. EVCİL HAYVANINA MİKROÇİP TAKTIRMAYAN MİLYONLARCA KİŞİ VAR Arslan, “Mikroçip takılması için kısa bir süre verildi. Kanun gereği belirtilen süre içerisinde mikroçipin takılması, 2022’nin sonundan itibaren de sadece 6 aylıktan küçük olan hayvanlara bazı aşıları yapıldıktan sonra mikroçip takılması gerekiyordu. Ancak o süre zarfında yurt dışında olan, bir şekilde bunu kaçıran, ekonomik durumu uygun olmayan veya ‘nasılsa denetim olmuyor’ yaklaşımıyla hayvanına mikroçip taktırmayan çok sayıda vatandaşımız var. Türkiye’de yaklaşık 7-8 milyon evcil hayvan bulunuyor; fakat bunların yalnız 2 milyon 155 bin 592’si kayıt altına alınabildi” dedi. TÜRK VETERİNER HEKİMLERİ BİRLİĞİ’NİN TALEBİ: MİKROÇİP UYGULAMASI YENİDEN İŞLER HALE GELSİN Ilgili yerlere çeşitli başvuruları olduğunu aktaran Arslan, “Biz diyoruz ki; mikroçipin uygulanması konusu yeniden kanunla işler hale getirilsin. Hangi yaştan olursa olsun bütün hayvanları kayıt altına alalım. Bunun bir sakıncası yok. Dolayısıyla tarihle sınırlamanın bir anlamı da yok. En azından bir yıl daha süre verilsin. Şu ana kadar mikroçip uygulayıp, dijital ortama alamadığımız hayvanları hızla bir sene içerisinde kayıt altına alalım. Bu şekilde bir yaptırım şansı da olur. Sokaktaki hayvan sayısı arttı. Popülasyon kontrolünün nasıl yapılacağı düşünülüyor. Biz problemin kaynağını yok etmeden, sokağa terk edilen hayvanların önüne geçmeden maalesef bunu asla başaramayız. İki tane hayvan, birkaç yıl içerisinde yüzlerce hayvan demek. O bakımdan işin püf noktasının bu olduğunu unutmamak lazım” ifadelerini kullandı. “SERBEST VETERİNER HEKİMLERE YETKİ VERİLSİN” Arslan, “Sokakta çevirip mikroçip var mı yok mu diye denetleme yapılmıyor. Ancak herhangi bir vukuat olduğunda, yani bir sorun olduğunda polis konuya dahil olabiliyor ve hayvanın kayıt altında olmadığı ortaya çıkıyor. Uygulama için süre uzatılsın ve mikroçiplerin kolaylıkla takılması için ve sokaklardaki hayvanların sahiplenilmesi için serbest veteriner hekimlere yetki verilsin. Bunlar yapıldığında işlemler daha kolay olur” diye konuştu. EN BÜYÜK SORUN: SOKAĞA TERK EDİLEN HAYVANLAR Arslan, sokağa terk edilen evcil hayvanların en büyük sorun olduğunu vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti: “Hayvanların sokağa terk edilmesini önlemek için mikroçipleme yani kayıt altına alma bu sorunu büyük ölçüde önler; çünkü bu şekilde yaptırım uygulama şansı olur. En azından sokakta bulunduğunda o hayvanın kime ait olduğunu bulup onunla ilgili yaptırımlar uygulanabilir. Bu açıdan önemli.” Dijital kimliklendirmenin evcil hayvanların sayılabilmesine olanak tanıdığını aktaran Arslan, “Geleceğe dönük bir proje yapılması gerektiğinde hayvanların sayısını net olarak bilmek gerekir. Sayı belirlenemeden proje yapılamaz. Personel ve kullanılacak malzemeler açısından net rakamlara hakim olmalıyız. Bir de mikroçipleme, hayvana yapılan bütün uygulamaları (aşıları, diğer tedavileri, vb.) kimliklendirme sayesinde dijital ortama aktarıyor. Örneğin; veteriner hekim baktığı zaman o hayvanla ilgili bütün bilgileri orada görebiliyor. Hayvanın yaşı, sağlık bilgisi yapılan tüm tedavileri her şey görülebiliyor. Kayıt altına almanın bu açıdan da faydası var; ama en büyük faydası sokağı terklerin önlenmesi” dedi. KANUN DEĞİŞİKLİĞİ ŞART Tarım ve Orman Bakanlığı ile diğer ilgili bakanlıklara, bir an önce yeniden bir kanun değişikliği gerektiği çağrısında bulunduklarını ifade eden Arslan, “Kanun değişikliğiyle mikroçipin önünü açın. Her yaştan hayvana mikroçip yapılsın. Vatandaşların da bu yönde talebinin olması uygun olur. Aksi takdirde önümüzdeki süreçte bununla ilgili sorunlar yaşayabilirler” şeklinde konuştu.