SON DAKİKA HABERLERİ: Savaş yayılır mı? 3 bölgeye dikkat çekildi
Suriye’de Beşar Esad rejimi ile rejim karşıtı silahlı grup Heyet Tahrir Şam (HTŞ) arasında, Halep’te çatışmalar yaşandı. 100’ün üzerinde kişi hayatını kaybederken Türkiye de bölgede yaşananları yakından takip ettiğini bildirdi.Beşar Esad rejimi güçleriyle çatışan rejim karşıtı gruplar, Halep kentinin dış mahallelerinin 1 kilometre yakınlarına ulaştı. Esad rejimi, çatışmalar sürerken sivil yerleşim yerlerini, karadan karaya atış yapılan silahlarla hedef aldı. HTŞ ise ele geçirdiği bölgelerde, Esad rejimine ait ağır silah ve askeri araçları ele geçirdi, onlarca rejim askerini de esir aldı.MSB KAYNAKLARINDAN AÇIKLAMAYaşanan gelişmelerle ilgili Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarından da açıklama yapıldı. Bölgedeki bazı yerel grupların başlattıkları hareketliliği ve buna bağlı gelişmelerin yakinen takip edildiği belirtilirken, “Birliklerimiz için her türlü tedbiri aldık ve almaya da devam etmekteyiz” denildi.İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRSahte dolar böyle anlaşılıyor! Döviz bürolarında alarmHaberi GörüntüleÇATIŞMALARIN YAYILMA RİSKİ VE BÖLGEDE DİKKAT ÇEKEN 3 BÖLGEPeki Halep’teki çatışmaların diğer bölgelere yayılma riski var mı? Hareketliliğin Türkiye’nin sınır güvenliği açısından anlamı nedir? Bölgedeki güç dengeleri nasıl etkilenir?Akademi Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Fatma Yeşilkuş ve Çanakkale Onsekiz Mart Üni. Öğr. Üy. Dr. Ufuk Necat Taşçı son gelişmeleri milliyet.com.tr’den Sercan Dinç’e değerlendirdi.2020 yılının Mart ayında Halep’te çatışmaların ve bölgedeki askeri faaliyetlerin durdurulması noktasında ateşkes üzerinde uzlaşıldığını hatırlatan Akademi Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Fatma Yeşilkuş, bölgedeki çatışmaların büyük ölçüde düşük seviyeli saldırılarla devam ettiğini belirtti. Dr. Yeşilkuş, ‘Ama şimdi Halep’in batı kırsalında başlayan bu gerginlik birçok köyün işgal edilmesiyle ilerliyor.’ dedi.Halep’in Suriye’deki stratejik ve sembolik konumu sebebiyle askeri ve siyasi dengeleri etkileyen kritik bir bölge olduğuna dikkat çeken çeken Dr. Yeşilkuş, ‘İç savaş öncesinde de Suriye’nin sanayi ve ticaret merkezi olarak kabul edilen şehir, kontrol eden gruplara ciddi düzeyde ekonomik avantaj sağlıyordu. Şimdi böyle önemli bir bölgeden çatışmaların diğer bölgelere yayılma riski, özellikle bölgedeki mevcut örgütler ve Esad rejimi göz önünde bulundurulduğunda oldukça yüksek. Özellikle bu gerilimin başta Halep’te yoğunlaşmasıyla akabinde İdlib, Hama ve Lazkiye gibi çevre bölgelerdeki grupları harekete geçirebileceğini ve daha geniş bir askeri gerilime yol açabileceğini söylemekte fayda var.’ ifadelerini kullandı.İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR295 milyonluk vergi kaçırmaktan yargılanan Dilan Polat kendini böyle savundu: Vergi borcu nereye ödeniyor bilmiyorumHaberi GörüntüleDr. Yeşilkuş, Halep ve çevresinde oluşabilecek her türlü gerginliğin ve bölgedeki gerilimin artması sonucunda yeni bir mülteci dalgasını da tekrardan tetikleyebileceğini belirtti.”BÖLGESEL KUŞATMA STRATEJİSİ GELİŞTİRME HEDEFLERİNİ BALTALAYABİLİR””Türkiye, Rusya ve İran gibi bölgesel aktörlerin stratejilerinin de bu ölçüde şekilleneceğini söylemekte fayda var.” diyen Dr. Yeşilkuş, “Çünkü Rusya her ne kadar Ukrayna ile savaşında yorulmuş olsa bile Suriye’den ve özellikle Halep’ten geri çekilmedi. Olası bu ilerleme tekrardan Rusya’nın bölgede aktif bir rol oynayacağını gösteriyor. Diğer taraftan, Hizbullah örgüt üyelerinin bu bölgeden çekilmesiyle birlikte HTŞ’nin hakimiyet ve üstünlük elde etmesi, İran’ın Suriye’deki stratejik derinlik politikasını etkileyebileceğini de söylememiz lazım. Çünkü, HTŞ gibi Sünni cihatçı grupların bölgedeki güç kazancı, İran’ın Şii ekseni üzerinden bölgesel bir kuşatma stratejisi geliştirme hedeflerini baltalayabilir.” dedi.İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRNetanyahu’dan ‘savaş hazırlığı’ çıkışı: Orduya talimat verdimHaberi Görüntüle”ABD VE İSRAİL, HTŞ’NİN VARLIĞINI İRAN’A KARŞI FIRTSAT OLARAK DEĞERLENDİREBİLİR”Dr. Yeşilkuş sözlerini şöyle sürdürdü; Diğer taraftan, ABD’nin, İsrail ve Hizbullah ateşkesinin ardından artık bölgede İran tehdidine odaklanacağına yönelik söylemi; Ocak 2025’te Trump’ın göreve başlayacak olması ve ABD askerlerinin Suriye’de olması da tabi ki bölgedeki dinamiklerin çok değişken olabileceğini gösteriyor. Çünkü, ABD ve İsrail, HTŞ’nin varlığını İran’a karşı dolaylı bir fırsat olarak değerlendirebilir ve İran’ın Suriye üzerindeki etkinliğini sınırlamaya yönelik baskılarını önümüzdeki süreçte artırabilir.STRATEJİK GEÇİK NOKTASI: M5 KARAYOLU’M5 karayolunun stratejik önemine de dikkat çeken Dr. Yeşilkuş, ‘Suriye’de stratejik açıdan büyük öneme sahip olan M5 karayolu, Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ülke üzerindeki kontrolünü yeniden tesis etmesinde kritik bir rol oynuyor. Halep ve Şam arasında yer alan M5 karayolu, “Uluslararası Yol” olarak da biliniyor ve aslında Suriye’nin kilit şehirlerini birbirine bağlıyor. Bu karayolunun kontrolü, ülkenin genel kontrolünü elde etme açısından önemli bir avantaj diyebiliriz. M5 karayolu aynı zamanda, askeri birliklerin sevkiyatı ve lojistik destek açısından da stratejik bir geçiş noktası. Dolayısıyla HTŞ’nin M5 karayoluna yakın köyleri işgal etmesinin temel sebepleri bunlar diyebiliriz.’ şeklinde konuştu.İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR3 eltinin hayatı Türkiye’ye örnek oldu! Destekleyen de var karşı çıkan da… Haberi GörüntüleMilli Savunma Bakanlığı’nın süreci ve sıcak gelişmeleri anlık olarak takip etmesi ve olası gerginlik ve çatışmaların büyümesi noktasında proaktif davranarak hazırlıklı olmasının çok önemli ifade eden Dr. Yeşilkuş, “Sürecin devamı için tabi ki Esad rejiminin de bölgede bu gerginliğe vereceği yanıtı izlememiz gerektiğini düşünüyorum.” dedi.RUSYA DETAYI: SENARYO FARKLI ŞEKİLLENEBİLİRÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ufuk Necat Taşçı ise, Rusya’nın nasıl bir tavır alacağını görmenin gerektiğini belirterek yaşanan çatışmaların diğer bölgelere yayılma riskiyle ilgili, ‘Açıkçası güncel çatışmanın geçmişine baktığımızda da her türlü risk söz konusuydu. 2019 Soçi mutabakatı sonrasında dahi İdlib’e yönelik durmayan saldırılar, Türkiye’nin PYD’li teröristlerden kaynaklanan güvenlik kaygılarının anlaşmaya uygun olarak giderilmemiş oluşu, sadece Ankara’yı değil tüm bölgeyi etkiliyordu. İsrail-Hizbullah arasında gerçekleşen ateşkes anlaşması sonrasında İran’ın ve vekillerinin Suriye sahasına odaklanması da söz konusu olabilirdi. Dolayısıyla şu an Rusya’nın tavrını görmek gerekiyor. Eğer Soçi referans alınarak M5’in batı yakasında sınırlı kalınırsa farklı, Halep üzerine tam teşekküllü bir operasyon olursa senaryo farklı şekillenebilir.’ dedi.TEL RIFAT’A DİKKAT ÇEKTİ: BÖLGEDEKİ TERÖRİSTLERE YÖNELİK ATILACAK ADIM DAHA DA KOLAYLAŞACAK”İdlib, Suriye Rejimi ve Ruslar tarafından bombalandıkça yeni bir göç dalgası riski var olmaya devam edecek.” diyen Dr. Taşçı, “Halep-Şam arası lojistik noktanın kontrolü de muhalifler ve rejim karşıtı nüfus için pek çok açıdan önemli. Şayet bu operasyon bahsettiğim şekilde tamamlanırsa Tel Rıfat ile alakalı PYD’li teröristlere yönelik atılacak adım daha da kolaylaşacaktır. Bu alanın muhaliflere geçmesiyle Tel Rıfat’taki teröristler izole olacaklardır. Hem sınır güvenliği hem de teröre karşı mücadele anlamında farklı denklemler oluşabilir.” şeklinde konuştu.İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRTesla’yı elleriyle karanlığa gömdü! Elon Musk’ın büyük pişmanlığı: ‘Hafife almışım’Haberi GörüntüleYENİ ASKERİ DENKLEMLE YENİ GÜÇ DENGELERİŞu an Suriye rejiminin İran ile eskisi gibi iyi ilişkileri olmaması, Rusya’nın Ukrayna’da olası bir barış sağlanmadan önce sahadaki ilerlemesine odaklanacağı ve Trump’ın Suriye hususundaki güncel duruşu göz önüne alındığında sahada yeni denklem ve ittifakların oluşabileceğini ifade eden Dr. Taşçı sözlerini şöyle sürdürdü;Özellikle Suriyeli mültecilerin güvenli bir alanla sınırlı kalmayarak tekrar Halep’e yerleşebileceği bir senaryo da mümkün, aksi de. Fakat ilk seçenek Batı’da artan aşırı sağ akım ve güncel mülteci politikaları ekseninde düşünüldüğünde, Avrupalı ülkelerin Türkiye’nin kuracağı bir denkleme itiraz etmemesi anlamını taşıyabilir. Yani Rusya-Ukrayna savaşı sonrası, İsrail-Hizbullah ateşkesi sonrası sahada kurulmak istenen olası bir statükonun önüne geçebilmek adına Türkiye hem kendisi hem de bölgenin istikrarı adına ön plana çıkacaktır.ABD’de İran’a karşı çok şahin politikalar izlemesi beklenen bir kabine söz konusu. İran’ın Gazze’deki soykırım sürecinde kaybettiği ‘itibarı’ ve vekil gruplarına yönelik yarı yolda bıraktığı hissi oluşturan tavrı ile mevzuyu okuyunca, sahada yeni denklemler oluşması muhtemel. Muhalifler ve Türkiye bu denklemin içerisinde yok sayılacakları bir senaryoya daha izin vermek istemiyor. Sahada oluşturulacak yeni askeri denklemle beraber yeni güç dengeleri ortaya çıkabilir.