KAYNAKBetül Memiş / Cnnturk.com“Son 3000 yıllık geçmişini bilmeden yaşayan insan; günübirlik yaşayan insandır” der Alman hezârfen, edebiyatçı, siyasetçi, ressam ve doğa bilimci J. W. Goethe ve ekler: “İnsan kalbinde ne taşıyorsa, dünyaya bakınca onu görür.” 1749 ve 1832 yılları arasında yeryüzünü şereflendirmiş olan üstadın tanımını bugüne yansıtarak dünyanın fotoğrafına bakınca (ama rica edeceğim renkli değil, siyah – beyaz hemhalimize yaklaşınız) 8 milyar insan yavrusunun kalbinde hiç de iyi mevzular yok gibi; ve korkarım bu kalplerimizi fanilik bataklığından çıkarabilmenin bir yolu da yok gibi; yok değil de istemiyoruz (belki de) gibi! (İç ses: “Gibi” dizisine de selam olsun!) İnsan yavrusundan yana ne yaşanıyorsa şaşırmadan -şimdilik- devam modunda, izninizle ömür mesaisinde bugünün meramıma geçmek isterim.“Sürekli değişen gündemlerde sanatın ve tüm bileşenlerinin, insanın yaşamında durup düşünmek, rahatlamak için iyi bir liman olduğu kanaatindeyim. Kurum olarak da hep söylediğimiz gibi sanatın iyileştirici ve birleştirici unsurlarıyla daha iyi olacağız, sanat hepimize güç verecek” diyen Zorlu Performans Sanatları Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Levent Dokuzer ile 2-3 Kasım’da gerçekleşecek olan 8. yaşını kutlayan Mix Festival’i konuştuk… (Es notu: Levent Dokuzer fotoğraf: Berk Kır.)“Modern zamana dair pastoral dokunuşlar”İzninizle sondan başlamak isterim. Albert Einstein, “Zaman, her şeyin bir kerede başımıza gelmemesi için var” derken, Seneca ise (Biblos Yayınevi, Cemal Bilge Özşar çev.) “Zamanın Kısalığı Üzerine” kitabında, “Zaman, bize ait olan tek şeydir; ama onu en az ciddiye aldığımız şeydir” diyerek zamanı tamımlar. İki üstadın tanımlarından yola çıkarak sizin, hem kişisel yaşamınız hem de sanat hayatınızın kadrajından 2024 yılı “Z Raporu”ndan ortaya nasıl bir fotoğraf çıkar? Ve 2025’e yaklaşırken yakın ve uzun vadede sanata / müziğe dair öngörünüz ne olur?20 yıldır kültür sanat sektörü içinde çalışıyorum ve Zorlu PSM’de, 10. yılıma girdim. Bir buçuk yıldır da genel müdür yardımcılığı görevindeyim. Bu süre içinde geriye dönüp baktığımda gördüğüm, en net fotoğraf “Zorlu PSM” diyebilirim. Zorlu PSM’de binlerce etkinliğe, yüzbinlerce misafire ev sahipliği yaparken aynı zamanda da sıkı bir kültür sanat takipçisi olarak yoğun bir zaman dilimindeydim. Bunu da, tatlı ve keyif aldığım bir yorgunluk ve artık biraz da alışkanlık olarak ifade edebilirim. 2025 yılına yavaştan yaklaştığımız şu aylarda da dünyanın çeşitli yerlerindeki farklı toplumsal olaylar hepimizin gün içindeki gündemine dahil oluyor. Sürekli değişen gündemlerde sanatın ve tüm bileşenlerinin, insanın yaşamında durup düşünmek, rahatlamak için iyi bir liman olduğu kanaatindeyim. Kurum olarak da hep söylediğimiz gibi, sanatın iyileştirici ve birleştirici unsurlarıyla daha iyi olacağız, sanat hepimize güç verecek. Dünyada ve ülkemizdeki sanatın tüm alanlarındaki eğilimleri yakından takip etmeye çalışıyorum. Müziğin sesinin yükseldiği, sanatın tüm türleriyle daha fazla insana ulaştığı ve uzun vadede de umut ve ilham kaynağı olmaya devam edeceğine olan inancım tam.Gelelim, 2016’dan günümüze müzikseverleri bir araya getiren Mix Festival’e… “Çok sesli müzik” olarak motto / spota aldığınız festivalin ilk günlerinden bugüne olan sürecine dair -ki malum dünya ve Türkiye bu süre zarfında çok dönüştü- neler söylemek istersiniz?Mix Festival 2024, yepyeni bir edisyon ve eşsiz isimlerle bu yıl yeniden misafirlerimizi selamlıyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da seçkin sanatçılar ve unutulmaz performanslarla dolu bir program sunmaya çalıştık. Festivalde müzikseverleri yine çok sesli bir deneyim bekliyor. Çeşitli müzik türlerini bir araya getirerek atmosferik soul, indie rock, rap, elektronik ve psychedelic melodilerle dolu bir program oluşturduk. Festivalimiz hem canlı setlerle hem de enerjik DJ performanslarıyla; kısaca, tüm sahneler epey renkli ve ritimli ilerleyecek. Kozmik yolculuklar sunan melodiler, karanlık ve yaratıcı ses tasarımları, funk ritimleri veya modern zamana dair pastoral dokunuşlar bu yılın festival ruhunu tam anlamıyla yansıtıyor diyebiliriz. Sürprizlerle dolu bir müzik şöleni olacak ve festivalin eşsiz atmosferi içinde dinleyicileri bu yıl da unutulmaz yolculuklar bekliyor.“Çok renkli ve çok sesli”Festivalin sekizinci edisyonunda hangi isimleri ve grupları kulaklara zuhur edeceğiz? Üç farklı sahnemizde, iki gün boyunca çok keyifli konserlere ve performanslara ev sahipliği yapacağız. 2 Kasım akşamı, bitmeyen müzikal bir merak hikâyesi yaratan Monday in Neptune (Live), dinleyicilerimizin yakında tanıdığı Bedük, görsel ve işitsel sahneleriyle adeta kozmik yolcular Temples, vokalist ve gitarist Clemens Rehbein ile basçı ve perküsyonist Philipp Dausch’un kurduğu Milky Chance, Şubat 2024’teki DJ setinden sonra tadı damağımızda kalan ve bu sefer canlı setiyle müzikseverlerle buluşacak olan Digitalism (Live), şarkıcı-söz yazarı ve ressam Σtella, kendini en rahat şarkılarındaki hikaye anlatımı ve rap ile ifade eden Yīn Yīn, İngiliz müzisyen, DJ ve yapımcı Catching Flies, geçmiş zamanın pastoral yaklaşımlarıyla Hissikablelvuku ve Mix’in açık hava sahnesinde katılımcılarla buluşacak olan Non, Superbebek ve Timuçin Coşkun ilk günü tamamlayacak. 3 Kasım akşamı ise, Amsterdam merkezli Türk psychedelic rock grubu Altın Gün, 2000’den beri yayınladığı şarkılarıyla dinleyenlere buruk bir huzur veren Starsailor, olağanüstü unutulmaz melodilerin ve karanlık seslerin yaratıcısı Trentemøller, Model grubunun kurucularından, alternatif pop / indie-elektronik, elektronik-rock öğeleri taşıyan solo çalışmalarıyla Can Temiz, psychedelic, funk sound’uyla her şarkısında eşsiz rüyalara daldığımız Balthavs, atmosferik soul ve indie – rock şarkıları ile Local Natives, Luc Bruyère ya da yıldızının parladığı adıyla Lucky Love ve sevilen DJ’ler Cem Yıldız, Orhan Tanrıver, Cisetta ve Jamie S sahne alacaklar arasında.Müzik maratonu dediğimiz Mix Festival’in bu yılki program oluşumunda öncelikleriniz nelerdi? Temanızı veyahut meramınızı neye göre ayar ettiniz / belirlediniz?Hem bu yılki Mix’i planlarken hem de sahnelerimizde yer alan tüm etkinliklerimiz için dikkat ettiğimiz belli kriterler var; kültürel, güncel ve dönemsel eğilimleri dikkate alıyoruz, ancak aynı zamanda çeşitliliği ve ulaşılabilirliği de ön planda tutuyoruz. Ve tabii ki seyircinin beklentisini de programlama yaparken dikkate alıyoruz. Bu sayede geri bildirimleri ve katılım oranlarını da takip edince, gelecekteki etkinliklerimiz şekilleniyor.Mix Festival’in bir takipçisi olarak “mix” adından mütevellit aklıma hep İtalyan besteci Gioachino Rossini’nin, “Polifoni, kaosun içinde düzen bulmaktır” sözü geliyor. Mesela, bu yıl ki iki günlük programa baktığınızda, ortaya çıkan kadraj fotoğrafınız veya tek bir cümleniz olsa, bu ne olurdu?Uzun bir yaz mevsiminden sonra gerçek sonbahar 2-3 Kasım’da Mix Festival ile başlayacak. İki gün boyunca yirmiyi aşkın müzisyenle adına yakışır bir şekilde “çok renkli ve çok sesli bir programla Mix Festival şehre geri dönüyor” diyebilirim.
“7 yılda, 200 sanatçı, on binlerce müziksever”Bugüne kadar Mix’te ağırladığınız grup / isim ve müziksever sayısı nedir?Bildiğiniz gibi bu yıl, Zorlu PSM olarak da 12’nci sezonumuzu kutluyoruz. Mix Festival kendi markamız. Biz bu festival ile ulusal ve uluslararası iş birliklerine imza atıyoruz. Bugüne kadar alanında en önemli isimleri Mix sahnelerinde ağırladık. Ezcümle, 7 yılda toplam 200’e yakın sanatçıyı ve on binlerce müzikseveri Mix’te ağırladık.Mix’te 7 yıl boyunca deneyimlediklerinizden size kalan; şimdi aklınıza geldiğinde hâlâ şaşırdığınız veya garipsediğiniz veyahut tebessüm ettiren bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?Mix Festival’in ortaya çıkış sürecinde, fikir aşamasında ve adının belirlenmesinde rol aldığımı çok net hatırlıyorum. Adı gibi, farklı müzik türlerini barındıran, sıfırdan bir festivale yabancı sanatçıları dahil etmek gerçekten büyük emek gerektiriyordu. Bugün yurtdışı seyahatlerimizde ve sanatçı temsilcileri ile yaptığımız toplantılarda, Mix Festival’de yer almak isteyen isimlerin olması, festivalin kısa sürede uluslararası bilinirliğe ulaşıp rüştünü ispat ettiğini görmek beni ve ekip arkadaşlarımı çok gururlandırıyor. Şimdi, bir hatta iki yıl sonrasının isimlerini rahatlıkla konuşabilir durumda olmak, bu yolculuğun ne kadar tatmin edici olduğunu bir kez daha gösteriyor.Mix’te iki günlük “müzik yaşayacak – konuşacak – deneyimleyecek” olan müzikseverlere neler söylemek istersiniz? Mix’in yaratıcılarından biri olarak sizin öneriniz, tavsiyeniz ne olur?Mix Festivali, Türkiye’nin kültür sanat hayatına kazandırırken uzun yıllar boyunca müzikseverlere geniş bir yelpazede müzikal program sunmak istedik. Başta müzikseverlerin yoğun ilgisinden ve festival destekçilerimizle geldiğimiz bu noktadan dolayı çok mutluyum. Festival, müzikseverlere geniş bir yelpazede müzik türleri sunan ve iki gün boyunca da keşiflerle dolu bir deneyim yaşatan bir etkinlik esasında. Her yıl katılımcılarımıza, farklı sahnelerde çeşitli müzik tarzlarını deneyimleme ve yeni müzisyenlerle tanışma fırsatı da sunuyoruz. Özellikle son 3 yıldır festivalde vurguladığımız, ülkemizde tanınan ancak küçük bir dinleyici kitlesine sahip müzisyenleri dikkatle izlemelerini öneririm. Çünkü burada tanışacağınız müzisyenler, belki de gelecekte müzik dünyasında adından sıkça söz ettirecek yetenekler olacak. Özellikle Balthvs, Yīn Yīn ve bu yıl, Paralimpik Olimpiyat Oyunları’nın açılışında sahne alan Luc Bruyère ya da yıldızının parladığı adıyla Lucky Love’ın performanslarında çok iyi vakit geçirebilirsiniz. Zorlu PSM’de iki gün boyunca müzik sadece sahnelerde değil, her yerde yaşayacak, festival boyunca her sahneyi gezip farklı müzikal melodilerin tadını çıkarabilirsiniz.Son olarak “bu da var ekleyelim, es geçmeyelim, çoğalsın” dediğiniz bir şeyler varsa duymak isteriz?Bu yılki Mix Festival’de her biri kendi alanında sınırları zorlayan, yenilikçi ve etkileyici performanslar sergileyen sanatçılar ve festivalin atmosferini benzersiz kılacaklarından şüphemiz yok! İster uzun yıllardır müzik sahnesinde olan deneyimli isimler, ister yükselen yetenekler olsun, bu müzisyenler ile katılımcılar unutulmayacak görsel ve işitsel anlar yaşayacaklar. Herkesi, 2-3 Kasım’da, Zorlu PSM’de, Mix Festival’de görmek istiyoruz.
