Suriye ile Akdeniz’de yeni anlaşma! Bakan duyurdu
Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı (AA)
“ORADAKİ YETKİNLİK SAHAMIZI GENİŞETİR”
Bakan Uraloğlu, anlaşmanın Türkiye açısından avantajlarına da değinerek, “Böyle bir anlaşma oradaki hem Suriye’nin, hem bizim etkinlik ya da yetkinlik sahamızı genişletir ve oradaki her türlü petrol ve hidrokarbon arama noktasında uluslararası hukuku da dikkate alarak, her türlü yetkiyi iki ülke olarak paylaşmış ya da genişletmiş oluruz. Tabii orada Lübnan var, İsrail var. Mutlaka onları da dikkate alarak, bize en yakın coğrafya Suriye’yi düşündüğümüzde tamamen o bölgenin iki ülkenin net bir şekilde kontrolünde olması söz konusu olacak. Bunun için otoritenin kurulması lazım. Bakın orada memurların maaşlarının verilmesi lazım. Silahlı grupların silah bırakması ile ilgili gündem var. Bu kesinlikle gündemde olur; ama bugünün gündemi olduğunu söylersek çok doğru olmaz.” dedi.
Bakan Uraloğlu, Türkiye ve Suriye arasındaki uçak seferlerine ilişkin, “Uluslararası uçuşlar noktasında biraz sıkıntı var. Belki ilk etapta Şam-İstanbul’u sağlarsak zaten bütün dünyaya biz onları açmış oluruz. Bir tarih vermem biraz erken olur; ama saha çalışması, tamir, onarım çalışması ve sistemlerin kurulması ile ilgili çalışmalarımızı başlattık. Çok da ötelemeden bir an önce bunu hayata geçiririz.” dedi.
“ACİL EYLEM PLANIYLA YAPACAĞIZ”
Bakan Uroloğlu, Suriye’de amaçlarının ilk etapta tespitleri yapmak olduğunu söyleyerek, “Dışişleri Bakanlığımız koordinasyonunda tespitleri yapmaya başladık. Havalimanları ile ilgili bir rakam da çıkardık. İlk etapta kendi imkanlarımızla ne yapabiliriz, bunu ortaya koyacağız ve bu iradeyi göstereceğiz. TİKA aracılığıyla olsun, AFAD aracılığıyla olsun, bu kurumlarımız aracılığıyla gerekli destekleri de sağlayacağız. Bunlar bir acil eylem planıyla yapılacak olanlar; ama devamı ile ilgili mutlaka oraya ciddi finansmanların sağlanması gerektiği noktasında bir çalışmamız da olacak.” dedi.
Bakan Uraloğlu, Suriye’deki çalışmalar için 5 yılın kısa bir süre olduğunu söyleyerek, “Yani 5 sene gibi bir sürede toparlanır mı hemen toparlanması mümkün değil, 10 sene muhtemelen sürecektir. Ama buradaki aciliyeti, öncelikleri doğru tespit edip, ona göre dokunmak niyetimiz.” dedi.
KALKINMA YOLU’NDA SON DURUM
Bakan Uraloğlu, Kalkınma Yolu ile ilgili “Irak’ın Faw Limanı ilk fazı 2025’te devreye alınacak ve orası limancılık faaliyetlerine başlamış olacak. Bizi ilgilendiren tarafı ise yaklaşık bin 200 kilometrelik bir karayolu. Projesi aşağı yukarı bitti diyebiliriz. Sadece Irak’ın kuzeyinde nereden geçeceğiyle ilgili bölgesel yönetimle merkezi hükümetin görüşmeleri sürüyor. Güncel olarak takip ediyoruz. Yönetim şeklinden tutun finansmanı ve işletilmesine kadar konuşuyoruz. Türkiye’de yapılması gerekenler var, bunları planlıyoruz. Yaklaşık 2 bin 92 kilometre demiryoluyla Türkiye’den geçecek. Burada bizim yapmamız gerekenler var. Ovaköy’den Kapıkule’ye kadar. Yine yaklaşık bin 900 kilometre bir otoyolla geçecek. Otoyol noktasında da yine yapmamız gerekenler var bir taraftan da bunları planlıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“KESİNLİKLE DÜZENLEME YAPILMASI GEREKİYOR”
Bakan Uraloğlu, sosyal medya mecraları ile ilgili düzenlemelere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile beraber çalıştıklarını söyledi. Bakan Uraloğlu, “Dijital Mecralar Komisyonu ile görüşüyoruz. Kesinlikle bir düzenleme yapılması gerekiyor. Sosyal mecrada eline mikrofonu alan veya bir şekliyle video çeken her türlü dezenformasyonu yapabiliyor. Olan düzenlemeler yeterli değil. Kesinlikle buralarda sadece çocukları koruma refleksiyle değil, bütün toplumu koruma refleksiyle sorumluluklar getirmemiz gerekir. Şirketler ‘Benim kurallarım var’ diyor. Burası da bizim ülkemiz, bizim de kurallarımız var. Hiç kimse kusura bakmasın. Dünyada birçok ülkede bu anlamada alınmış kararlar ve düzenlemeler var, biz de bunları takip ediyoruz. Çocuklarımızı öncelikli olarak korumamız gerekir. En azından bilgiyi sunan kaynakların belli sorumlulukları olması ve belli yaş grubunun altına da bir erişim engeli getirme noktasında çalışmalarımız var. Burada bir yasakçı zihniyet içerisinde değil, korumacı bir zihniyetle bunu yapma gayreti içerisindeyiz.” dedi.