Terörizmin yeni hedefi yeşil vatanımız
Türkiye’de yaz aylarının en önemli problemlerinin başında orman yangınları geliyor artık. Ülkemizin sıcaktan kavrulduğu bugünlerde içimizi de en çok kavuran olaylar yemyeşil vatan topraklarının küle dönmesi.. BİLİNÇSİZLİK HAD SAFHADA
Yangınlar, bilhassa da orman yangınları konusunda eğitime muhtaç bir toplumuz biz. Hemen öyle ‘biz ne kadar titiz davranılması gerektiğinin farkındayız’ demeyin.
Çünkü değiliz. Bunun öyle eğitimle ya da ormanların bol olduğu bir coğrafyada yetişip büyümekle de doğrudan ilişkisi yok.
Eğer öyle olsaydı bugün yangınları konuşuyor olmazdık. Ciğerlerimizin cayır cayır yandığını görmek gerçekten dehşet verici.
Bu manzaranın nedenleri ise çok. Bilinçsizce yakılan bir mangal ateşi, arabayla seyahat ederken çok da önemsenmeden yol kenarına fırlatılan bir cam şişe, bir sigara izmariti, yaz sıcağında anız yakılması ya da sık sık yaşanan arazi kavgalarının ardından intikam duygusuyla hareket eden bir komşu. Kulağa ve göze ne kadar basit sebepler gibi geliyorlar öyle değil mi! Oysaki koca koca ormanlık alanların yok olup gitmesine neden olan gerekçeler işte bu kadar basit görünen şeyler. Eğer toplum olarak gerçekten birazcık bilinçli olsaydık bu sebeplerin hiçbirinin sonuçlarına katlanmak zorunda kalmazdık.
Ama bugün hala bütün bu saçma sapan sebeplerden yangın çıktığına dair haberler alıyoruz. Demek ki yeterince bilinçli değilmişiz!
BİR DE BAŞKA TARAFI VAR
Tabi bir tek bu saydığım saçma gerekçelerle çıkmıyor yangınlar. Çok daha büyük, çok daha karmaşık hesaplar sonucu bilinçli şekilde çıkarılan yangınlar da var. Ki bu kısım bence çok daha tehlikeli boyutta. Gözü dönmüş, daha doğrusu gözünü intikam ya da para hırsı bürümüş odakların kendi yaşadıkları dünyayı bile yakmaya varan hırslarıyla mücadele ediyoruz çoğu zaman. Alevlerle savaş ne kadar zorsa bu hırs dolu insanları toplumdan ayıklamak da bir o kadar zor bu devirde. Çünkü çağın en büyük nimetleri olan iletişim araçları sayesinde korkunç bir hızla organize olabilen yapılar çıkıyor karşımıza. Farklı noktalardan eş zamanlı yükselen alevler Türkiye’nin yangınlarla mücadelesini baltalamaya çalışanlara hizmet ediyor. Ülkemizi zaaflı göstermek bazi kesimlerin adeta hayatta kalma sebebi biliyorsunuz.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu aylara yönelik hazırlıkları artık çok daha sağlam ama ortadaki niyet salt kötü olunca ne kadar hazırlık yaparsanız yapın birileri tarafından eksik gösterilebiliyorsunuz.
Daha önce defalarca örneklerini içimiz yana yana yaşayıp gördük. Bizimki de o hesap yani…
ORMANLAR EN BÜYÜK MİRAS
Demem o ki, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de terörizmin yeni stratejik hedefleri arasında yeşil vatanımız var.
Ormanlarımız bizim gelecek nesillere bırakabileceğimiz en önemli miras. Bir ağacın nasıl bir emekle, ne kadar uzun sürede yetiştiğini çok iyi bilen biri olarak söylüyorum bu yemyeşil coğrafyanın kıymetini gerçekten öğrenelim artık. Öyle ben zaten biliyorum demekle olmaz. Bilmeyenlere de kafalarına vura vura öğretelim gerekirse.
Ve ormanlarımız küle dönmesine neden olan bütün şer odaklarına karşı da uyanık olalım. Küçücük bir kıvılcımın bu kadar çok canı yakmaması için elimizden ne geliyorsa yapalım. Bireysel olarak yapılacak pek bir şey olmadığını sanmayın.
Şüpheli bulunan bir durumu zamanında yetkili makamlara bildirmek bile birçok canın yanmasını önleyebilir.