TikTok yasaklanmalı mı? – Yazarlar – Cüneyd Altıparmak
TikTok konusundaki şikâyetler bitmiyor. Özel hayatın bu kadar ifşa olduğu, bu kadar merak edilip gündeme geldiği bir başka dönem var mı bilmiyorum. Canlı yayında neler yapıldığını görüyoruz. Bu tip aşırılıkların “anavatanı” halini alan TikTok, toplumun tüm kesimlerini rahatsız ediyor. TikTok ile ilgili sorun bundan ibaret değil… Ülkemizden yükselen taleplere katkı sunmak adına bugün dünyanın Tik Tok konusuna bakışına değinmek istiyorum.TikTok veya Çin’de bilinen adıyla Douyin, oluşturulan videoların veya canlı yayın görüntülerinin yayınlanmasına imkân sağlayan bir sosyal medya uygulaması. Eylül 2016’da Byte Dance tarafından piyasaya sürüldü. Elde ettiği verileri Çin devleti ile paylaştığı ve bazı yerel uygulamalara haksız rekabet oluşturacağı şüphesiyle ABD’de başta olmak üzere birçok ülkede yasaklandı. ABD’nin ardından Avrupa Birliği Komisyonu, Danimarka, İngiltere, Yeni Zelanda ve Norveç güvenlik sebebiyle TikTok’un kamuya ait platformlarda kullanılmasını yasakladı. İsveç Savunma Bakanlığı da güvenlik endişeleri nedeniyle personelin iş telefonlarında TikTok uygulamasını kullanmasının yasaklandığını bildirdi! Azerbaycan, Tayvan, Nepal de kısıtlama veya engellemeyi tercih eden ülkeler arasında.Kanada devlete ait mobil cihazlarında yasaklamaya giderken şöyle bir açıklama yaptı: “TikTok, gizlilik ve güvenlik açısından kabul edilemez düzeyde risk teşkil etmektedir. TikTok’u devletin mobil cihazlarından kaldırma ve engelleme kararı, özellikle mobil cihazlardan toplanan bilgileri yöneten yasal rejimle ilgili endişeler göz önüne alındığında, bir önlem olarak alınmaktadır ve uluslararası ortaklarımızın yaklaşımıyla uyumludur”.Devletlerin temelde üç kaygısı var. Birincisi veri güvenliği endişeleri. İkincisi zararlı içeriklerin odağı haline gelmesi. Üçüncüsü ile rekabet bozucu etkisi. Genel kaygılar bu. Ancak toplum yapısına verdiği zarar, aile düzenine yönelen tehdidin merkezi haline gelmesi, kara para aklama suçlarında sıkça isminin geçmesi ve nihayet genel ahlaka yönelen tehditlerin bu mecrada çoğalması da birer etken. Pek tabi tüm bu endişeler, tüm sosyal medya mecraları için geçerli. Şirket Çin merkezli olunca kopan vaveyla, ABD’li şirketler için neden kopmuyor? Bu da bahsi diğer!Geçtiğimiz günlerde Türkiye, TikTok temsilcisi ile TBMM’de görüşme sağladı. Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman başkanlığında gerçekleşen kabulde, Türkiye endişelerini aktardı. Yayman’ın, “Bizim için özgürlükler önemlidir ama ailemiz daha da önemlidir, çocuklarımızın geleceği çok daha önemlidir” şeklindeki tespitini önemsiyorum. Hukukun bir amacı da toplumsal yapıyı ve kamu düzenini korumaktır. Bu sebeple aradaki dengeyi sağlamak için tedbirlere başvurması mümkün. Zira TikTok bu konuda orantısız ve ölçüsüz hareket ediyor ve nesli tehdit ediyor!TikTok Türkiye Sözcüsü Emir Gelen ise koruma önlemlerini arttırdıklarını ve ailelere denetim yetkisi verdiklerini belirtti. Ülkemizle iş birliği yapılacağına dair vurgusu önemliydi. Bu aşamadan sonra “diğer ülkelerin tutumlarına göre” sabıkalı konumda olan TikTok’un ne adım atacağını hep birlikte izleyeceğiz. Bu noktada en büyük görev internet güvenliği üzerine çalışan sivil toplum birimlerine düşüyor. Bu konuda varsa eleştirileri veya somut ihlalleri bunu raporlaştırıp ilgili makamlara ulaştırmak ve sonra da süreci takip etmek gerekiyor.Konuyu devlet resmiyetine terk etmek, sivil toplum için görevi ihmal olacak! Bence tüm sosyal medya konusunda etkin tedbirler uygulanmak zorunda. Sosyal medya şirketlerinin bu “aymaz” tavırları ve yaklaşımları devletlerin kurallarını hiçe sayarak yeni bir dünya oluşturmak, devletin egemenlik hakkına, toplumların yapısına doğrudan yönelmiş bir tehdit.Ve tehdit parmaklarımızın ucunda!