Türk milletinin ulu ozanı Bozkırın tezenesi

0

Türküleri kendine has üslubuyla seslendiren ve eserlerinde kadim Anadolu coğrafyasının acılarına ve özlemlerine yer veren Neşat Ertaş, Türk milletinin ulu bir ozanı olarak gönüllerde ve hafızalarda silinmez bir yer edindi.

OZANLIK GELENEĞİ OLAN BİR AİLE

Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesi, Abdallar (Kırtıllar) köyünde 1938’de dünyaya gelen halk ozanı Ertaş’ın ilk üstadı babası Muharrem Ertaş oldu. Okula gidemedi fakat çok küçük yaşta bağlama çalmayı öğrendi. Okumayı da ağabeyi Necati Ertaş’tan öğrendi. Eğitim hayatı kısıtlı olmasına rağmen, eserlerindeki anlam derinliği hayranlık uyandıran Ertaş, irfan dünyamıza eserleriyle eşsiz katkılar sundu.

İLK PLAK 1957 YILINDA

Büyük halk ozanı Ertaş, çocukluğunda babasıyla birlikte Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Kırıkkale, Keskin, Yerköy, Kayseri, Yozgat gibi birçok yeri gezerek saz çalıp, türküler söyledi. Ozanlık yolunda ilk eli babasından alan Ertaş, 14 yaşında İstanbul’a gelerek ilk plağını 1957’de babasının yazdığı “Neden Garip Garip Ötersin Bülbül” türküsüyle çıkardı. Bu çalışması geniş kitlelere ulaşan Ertaş, kısa sürede Anadolu’nun tamamında tanınan ve dinlenen bir halk ozanı oldu.

BİRÇOK ÜNVANLA ANILDI

İstanbul’da olduğu müddetçe plaklar çıkartan Ertaş, kısa sürede tüm Türkiye’de tanındı. Bozkır türkülerini içtenlikle söylemesi ve sözlerinde derinlik herkesin yüreğine dokundu. Ulu ozan bu süreçte “Türkülerin Babası”, “Anadolu Efsanesi” ve “Abdal Müzisyen” gibi isimlerle de anılmaya başlandı. Mahalli sanatçı unvanıyla Ankara Radyosu’nda programlar yapan Ertaş, sağlık sorunları nedeniyle gittiği Almanya’da uzun süre yaşadı. Türkiye’de yaptığı her program ilgiyle takip edilen Ertaş, Almanya’da da geniş bir hayran kitlesine kavuştu.

YAŞAYAN İNSAN HAZİNESİ

Abdallık kültürünün en önemli temsilcileri arasında gösterilen Ertaş, Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine teklif edilen “Devlet Sanatçısı” unvanını kabul etmedi. Ertaş, hayatta olduğu dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığınca “Unesco Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi” kapsamında “Yaşayan İnsan Hazinesi” ilan edildi. Türkülerin üstadına, İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tarafından 2011’de fahri doktora unvanı verildi, sanatçının bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuvarlarda ders olarak okutuldu. Hayatı boyunca yaklaşık 400 plak, birçok kasete imza atan Ertaş, 25 Eylül 2012’de prostat kanseri sebebiyle İzmir’de 74 yaşında vefat etti. Ertaş’ın albümlerinden bazıları şöyle: “Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde”, “Kendim Ettim Kendim Buldum”, “Kibar Kız”, “Gel Gayri Gel”, “Türküler Yolcu”, “Gitme Leylam”, “Kova Kova İndirdiler Yazıya”, “Seher Vakti”, “Polis Lojmanları”, “Benim Yurdum”, “Gönül Yarası”, “Zülüf Dökülmüş Yüze”, “Zahidem”, “Gönül Dağı”, “Ölmeyen Türküler 2”, “Ölmeyen Türküler 3”, “Sazlı Sözlü Oyun Havaları”, “Niye Çattın Kaşlarını”, “Yar Gönlünü Bilenlere”, “Garibin Dünyada Yüzü Gülemez”, “Altın Ezgiler”, “Gurban Olduğum”, “Ağla Sazım”, “Hata Benim”, “Mühür Gözlüm”

Leave A Reply

Your email address will not be published.

File not found.