Türkiye, bir büyük yiğidini kaybetti! Böylesi bir daha kolay kolay gelmez! Mekanı cennet olsun
“1990’ların başı… Henüz 5-6 yaşlarındayım. Babam her hafta elimden tutup Kızılay’da bir ofise götürüyor. Her seferinde çocuk hâlimle biraz şaşkın ama fazlasıyla meraklı bir şekilde ofisi dolduran ve hep ciddi şeyler konuşan insanları izliyorum. Dinleyene çok şey öğreten siyaset, edebiyat, tarih, din, sosyoloji konuları… Oradaki insanların her birini dikkatle inceliyorum. Daha sonrasında her biri Türkiye’nin fikir, kültür ve siyaset hayatına damga vurmuş pek çok isim var. Birçoğu en zor zamanlarda birlikte mücadele vermiş insanlar… Yalnız o çocuk şaşkınlığımla her seferinde dikkatimi en çok biri çekiyor. Diğerlerine göre daha kısa boylu ama sesiyle, bakışlarıyla, bilgisiyle, hitabetiyle sanki boyunun iki katı gibi görünen biri. Bazen herkesi bırakıyor, o çocuk hâlimle bile beni ciddiye alıp en ciddi konuları benimle tartışıyor.