Sosyal

Türkiye’de balkon sorunu: Dikkat çökebilir

SERDAR KILIÇ / İSTANBUL ‘’İstanbul Kağıthane’de, 3 katlı bir binanın balkonunun çökmesi sonucu balkondan düşen molozlar sokağa yayıldı. Bariyer çekilen sokak yaya ve araç trafiğine kapatıldı.’’ ‘’Ataşehir’de, üç katlı binadaki bir dairenin balkonu çöktü. Çökme sırasında kaldırımda kimsenin bulunmaması olası faciayı önledi.’’ Bu haberler sadece 2024 yılında İstanbul’da haber ajanslarının geçtiği onlarca haberden ikisi. Eski yapılar konusunda sorunlar yaşayan İstanbul ve Türkiye’de balkonlar büyük tehlike halini aldı. Bina yapılırken inşa edilen ancak bina iskeletine yeterli demirle bağlanmayan, dış etkenlerden etkilenen balkonlar bir bir çökmeye başladı. İlk olarak yönetmenlikteki balkon kavramına bakalım. Balkon; tüm katlarda çıkma koşullarını taşımak kaydıyla, bina cephe hattı dışında veya içinde, en az bir dış cephesi açık, bağlı oldukları oda veya mutfak piyesinin kullanımını tamamlayan ve bu mekândan bölme elemanları ile ayrılmış, üstü açık veya kapalı alanlar olarak tasvir ediliyor. Ancak Türkiye’nin yapı stoğu eski ve deprem kuşağında bulunması nedeni ile balkonlar çok çabuk çökebiliyor. Buda can kayıplarına neden oluyor.
ÖNE ÇIKAN VİDEO Balkonların asıl çökme nedenleri ise mühendislik hizmeti alınmamasından kaynaklanıyor. Balkon ile mutfağı birleştirme uygulaması Türkiye’de çok sık yapılan bir uygulama olarak biliniyor. Balkonlar genelde 1-1,30 metre genişliğinde yapılıyor. Bu çok fazla risk teşkil etmiyor. Ama 1,5 ila 0-2 metre genişliğine çıkarıldığında, balkonun altında taşıyıcı bir güç olmadığı için deprem anında en zayıf nokta balkon oluyor. Zaten deprem anında sarsıntılarda ilk önce merdiven ve balkonlar yıkılıyor. Bu sebeple yeni binalarda balkonlar daha küçük yapılıyor. Yani ‘’balkonum küçük’’ diyerek hayıflanan vatandaşlar aslında mühendislik hizmeti almış binalarda hem kendilerinin hem başka vatandaşların güvenliğini sağlamış oluyor. SONRADAN YAPILAN BALKONLAR Ruhsat ve projesinde bulunmayan bir balkonun sonradan yapılması için iki koşulun bir arada gerçekleşmesi gerekir. Bu koşullardan birincisi; balkon yapılmasına belediye/imar mevzuatının izin veriyor olması gerekir. Bir başka ifadeyle, yapılacak tadilat projesinin belediye tarafından kabul edilmesi gerekiyor. Ancak vatandaş herhangi bir değişiklikte belediye ile temasa geçmiyor. Bina yapım aşamasından sonra yapılan balkonların kaderi ise belli süre sonra çökmek oluyor. YENİ İMAR YÖNETMELİĞİ BALKONLARA NE DİYOR? 1 Ekim 2017 tarihi itibari ile yürürlüğe giren Yeni İmar Yönetmeliği kapsamında binalarda balkonlar, açık ve kapalı çıkma mesafeleri yeniden düzenlendi. Yönetmeliğe göre; Binalarda taban alanı dışında kendi bahçe hudutları dışına taşmamak şartı ile binanın her cephesinde açık ve kapalı çıkma yapılabiliyor.  Parsellerin yol cephelerinde parsel sınırları içerisinde kalmak koşuluyla yapı yaklaşma sınırından itibaren en fazla 1.50 metre taşacak şekilde, Arka ve yan bahçe mesafelerine, parsel sınırlarına 3.00 metreden fazla yaklaşmamak kaydı ile 1.50 metre taşacak şekilde balkon yapılabiliyor. Ancak son 6 Şubat depremlerinin ardından uzmanlar bina çıkmaları konusunda 2017 yönetmeliği ile ters düşüyor. Genel kanıya göre balkon ve çıkmalar bina sistematiğini bozuyor.  Yani son dönemde yönetmelik ile pratikte inşaat mühendisleri çelişiyor. Yetkililerin ise bu konuda mutabık kalması için bir kez daha masaya oturması gerekiyor. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir