Türkiye’nin en çok taç giyen güzeliydi… Sinemanın yıldızı oldu… Şimdi çok uzakta bambaşka bir hayatı var
Bu tür yarışmalarda dereceye girip sonradan sinema ve TV dünyasına adım atan, bu alanlarda isim yapan kişileri listelemeye kalksak sayfalar yetmez. Özellikle belli bir dönem söz konusu olduğunda.İşte şimdi bunlardan birinin öyküsünü anlatacağız size… Birkaç tane güzellik yarışmasına katılan, her birinden derece almadan dönmeyen, sinemada isim yaptıktan sonra da kendi arzusuyla bu pırıltılı dünyaya veda edip farklı bir alana adım atan bir ünlü bu.Üstelik şimdi çok uzaklarda, başka bir ülkede, başka bir kıtada yaşıyor.Gelin bakalım Yeşilçam’ın Samsunlu bu güzeli kim ve bir döneme hangi filmleriyle damgasını vurdu. Türkiye dışında başka hangi ülkelerde adını duyurdu.TÜRK SİNEMASININ BELLİ BİR DÖNEMİNE DAMGASINI VURDU
Nazan Saatçi dediğimiz zaman özellikle belli bir yaşın üzerindekiler onu hemen hatırlayacaktır. Koyu renk uzun saçları, yine aynı renk derin bakışlarıyla Yeşilçam’ın bir döneminin en gözde yıldızlarından biriydi Saatçi.Samsun’da 1958 yılında dünyaya gözlerini açan Nazan Saatçi, daha 20 yaşındayken katıldığı Sinema Güzeli yarışmasında taç giyerek dikkat çekti.Sonra bir başka gazetenin düzenlediği yarışmada derece aldı ve Türkiye’yi Miss Europe International adlı yarışmada temsil etti.Ama Nazan Saatçi’nin güzellik yarışmaları deneyimi bununla bitmedi. 1983 yılında da Miss Asia Pacific yarışmasında ikinci seçildi.EDEBİYAT FAKÜLTESİNİ BİTİRDİ
İşin aslına bakılırsa o her ne kadar böyle birbiri ardına güzellik yarışmalarına katılıyor olsa da Nazan Saatçi aslında bambaşka bir alanda eğitim gördü.İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Yine de kariyerini eğitim aldığı alanda değil, sinemada yaptı.İlk sinema deneyimini 1979 yılında Fakir adlı filmle yaşadı Saatçi. Ama onun asıl unutulmazlar arasına girmesini sağlayan film ise 1982 yapımı Tokatçı oldu. Bu filmde Kemal Sunal ile birlikte kamera karşısına geçti Saatçi.PAKİSTAN’DA DA TANINDI
Kariyeri sadece Yeşilçam’la sınırlı kalmadı. Adını Pakistan’da da duyurdu. 1985 yılında Halchal adlı Pakistan filminde oynadı.Lollywood adıyla anılan Pakistan sinemasında bunun dışında Sanjeer, Maniya ki Bijliyan, Talash ve Bardla adlı yapımlarda da rol aldı Saatçi.1995 yılında da Playing With Death adlı İran filminde kamera karşısına geçti.Saatçi, bir dönem müzik dünyasına da adım attı. Bu alanda Param Yok ki adlı bir albüm bile çıkardı.ARTIK ABD’DE YAŞIYOR
Nazan Saatçi, 2000’lerin ilk yarısında Türkiye’den ayrılıp ABD’ye taşındı. Orada oyunculuk konusunda kendisini geliştirmek için Los Angeles Actor Center’da eğitim aldı.Palo Alto School of Hypnotherapy ve Florida Gerald F.Kein Omni Hypnosis Training Center’da da kendini farklı dallarda geliştirdi.Nazan Saatçi, son dönemde ruhsal alanda çalışmalara ağırlık vermeye başladı. 2011 yılında manevi deneyimini paylaşmak için kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Fairy Voices’i kurdu.YEŞİLÇAM FİLMLERİ ‘DUYGU’ İÇERDİĞİ İÇİN HİÇ UNUTULMADI
Nazan Saatçi, bir röportajında Yeşimçam filmlerinin hala unutulmamasını içerdiği gerçeklik duygusuna bağlamıştı.Bu filmlerin insanlara özellikle merhamet başta olmak üzere insani bir sürü duygu yaşattığını da sözlerine eklemişti.
PAKİSTANLILARA BENZETİLDİ
Nazan Saatçi, Pakistan sinemasında bu kadar çok tanınmasını o ülkenin insanlarına benzemesine bağlamıştı. Hatta bunu kendisine bir yapımcının söylediğini bile anlattı bir röportajında.Söz konusu yapımcı Nazan Saatçi’ye “Sizin Türk olduğuna kimse inanmaz. Bize o kadar benziyorsunuz ki sizi Pakistan’da bulduğumuzu sanacaklar” dedi. Ama yine de bir bölümü İstanbul’da çekilen Hulchul filmi için onu seçti.GÜZELLİĞİN SIRRI RUHUNU DİNÇ TUTMAK
Nazan Saatçi, ilerleyen yıllara ve yaşına rağmen ala gençlik yıllarındaki fiziksel görüntüsünü koruyor. Bunun sırrını da ruhunun dinamik tutmasına bağlıyor.Yediğine içtiğine dikkat ettiğini saklamayan Nazan Saatçi, işin en önemli kısmının ise ruhu dinç tutmak olduğunu hiç saklamıyor.Bunun için de atılması gereken en önemli adım insanın içindeki sevgiyi korumayı başarabilmesi.