Ve CIA devreye girdi! Pensilvanya’daki FETÖ karargâhında neler oluyor? İlginç detaylar var
Emin Pazarcı, Akşam gazetesindeki köşe yazısında, ABD’nin FETÖ üzerindeki etkisini ele aldı. CIA ajanlarının FETÖ karargahına sık sık ziyaretlerde bulunduğunu ve örgüt yönetimini yeniden şekillendirmeye çalıştıklarını belirten Pazarcı, FETÖ’nün Amerika’ya hizmet eden bir yapı olduğunu ifade etti. Pazarcı, CIA’nın FETÖ içindeki en kullanışlı elemanları seçmeye çalıştığını söyleyip şunları kaydetti: “Normal, olması gerekenler yaşanıyor. Ortada şaşırtıcı bir durum yok. Gelen haberlere bakılırsa, ABD Devlet yetkilileri ve CİA ajanları, Pensilvanya’daki FETÖ Karargâhına ziyaretlerini sıklaştırmışlar… Zaten onlara aitti orası. Boş bırakacak değiller tabi ki. Servis edilen görüntülerde, Fethullah Gülen denilen adamın iyice yaşlandığı, kontrolü kaybettiği görülüyor. CİA elemanları, onu oradan aldılar; başka bir eve taşıdılar. Şimdi de örgüt yönetimine yeni bir şekil vermeye çalışıyorlar. Bu amaçla toplantı üstüne toplantı yapıyorlar.
ÖNE ÇIKAN VİDEO Türkiye’de bulundukları dönemde dinden imandan bahseden örgüt elemanları da “Beni, bizi seçin, daha iyisini bulamazsınız” dercesine Amerikalıların önünde boy gösteriyorlar. CİA bu kullanışlı aparatların içinden kendisine en fazla hizmet edecek ekibi belirlemeye çalışıyor. Malum, Türkiye’de bulundukları dönemde kendilerine “Hizmet Hareketi” diyorlardı. Zaman içinde hizmetten ne kast ettikleri, Amerika’ya ve O’nun emperyalist amaçlarına hizmet ettikleri görüldü. *** İyi tanırım bunların çoğunu. Oynaktırlar, kaypaktırlar, aynı tornadan çıkmış gibilerdir. Yalan ve iftirada kimse ellerine su dökemez. Geçmişte zaman zaman gizliden gizliye, bazen de açıktan açığa çok itişip kakıştık… Bir tanesi Adem Yavuz Arslan… Silifke’de yoksul Yörük bir aileden devşirilmiş, ezik karakteri sebebiyle tepe tepe kullanılmış ve halen kullanılmaya devam edilen bir tiptir. Bu aparat, “gazeteci” diye bizim de önümüze konulmuştu. FETÖ’cü Akın İpek, Bugün Gazetesi’ni satın aldıktan sonra, Ankara’ya Temsilci yapıldı. Ben kovulana kadar kısa bir süre birlikte çalıştık. Bir gün heyecanla odama geldi. “Abi Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can, türbanla ilgili raporu hazırlamış. Ben alamıyorum, yardımcı olur musun?” dedi. Sonra birkaç defa daha geldi. Boş bulunup, “Polise de sordum, orada da bir şey yokmuş” gibi ifadeler kullandı… “Polis de ne alaka?” demedim tabi. İfadenin ağzından kaçtığını anladım. O gün, FETÖ’cü polislerin yaptıkları dinlemeleri bunlara verdiklerini daha iyi anladım. Bugün Gazetesi’nden kovulduktan sonra bir sabah Kanal A Televizyonuna çıktım. Bu tosuna posta ile üç mermi gönderilmiş, onu haber yapmışlar. Bana sorulduğunda “Bunlar reklam kokan hareketler” dedim. O mermileri kendilerinin gönderdiği anlamına gelecek sözler sarf ettim. Haberim yok, o sıra Adem Yavuz Aslan’a telefon bağlantısı yapmışlar. Tek kelime söyleyemedi. O kadar lafı yedi! Hikâyesi çok bu tosunun… Bugün Gazetesi ile mahkemelik olduk. Bunu da aleyhime tanık olarak yazdırmışlar. Geldi, orada utanmadan bir sürü yalan söyledi. İşe yaramadı tabi. Kazandım o davayı. Vermedikleri tazminatımı da mahkeme kararı ile aldım. Bir gün sosyal medyada “Yalancı tanıktır bu” paylaşımı yaptım. İlginçtir, onu bile inkâr etti. Bulamayacağımı düşünmüş olsa gerek, “Ben tanıklık yapmadım, göster belgesini” cevabını verdi. Çıkardım, paylaştım, yüzüne vurdum, ortadan kayboldu. FETÖ’cüler böyle tiplerdir işte. Şimdi CİA aralarından en kullanışlısını arıyor. Bunlar da “O benim, ben” diye birbirleri ile yarışıyor. Yakında içlerinden bulurlar birilerini.”