Vodafone servis gelirleri 18.1 milyar liraya ulaştı
Altyapı ve teknoloji yatırımlarını artıran Vodafone Türkiye, servis gelirlerinin 18,1 milyar liraya ulaştığını bildirdi. Türkiye’de fiber altyapının gelişmesiyle 5G’ye geçişte hızlanmak gerektiğini söyleyen Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy gecikmenin fiber altyapı için ortak altyapı şirketi teklifini yineledi.CANAN ERASLAN’IN HABERİ – 1980’li yıllarda Türkiye’nin gerisinde olan Güney Kore’nin şimdi dünyanın 10. büyük ekonomisi olduğunu, bunu dijitalleşmeye verdiği öncelikle sağladığını söyleyen Engin Aksoy “Türkiye fiber gelişmişlikte dünyada 50. sırada. Bunu hızla yükseltmeliyiz. Kişi başına fiber abone sayımız 100 kişide 6. Bunu OECD seviyesi olan 12’ye çıkarmalıyız” dedi.Ülkemizde teknolojik gelişim, mobil iletişimin hızlanmasıyla hızlanıyor. Bunda mobil operatörlerimizin katkısının yüksek olduğu muhakkak. Mobil operatör ve teknoloji şirketi Vodafone’un CEO’su Engin Aksoy ile yaptığımız görüşmeye bu gelişmenin nereden nereye geldiğini sorarak başlamak istedim. * Engin Bey, iletişimde frekans genişledikçe teknolojik gelişimin arttığını görüyoruz. Bu konuda mobil operatörlerin epey inisiyatif aldığını görüyoruz. Bu konuda görüşünüzü merak ediyorum. Türkiye iletişimde nereden nereye geldi?Bu konuda kendimizi değerlendirmek için referans noktamız dijitalleşmede en ilerideki ülkeler olmalı; çünkü biz ülkemizin dijital devrimi yakalamasını ve hatta öncü ülkeler arasında yer almasını istiyoruz. Dolayısıyla, bakmamız gereken yer, teknoloji liginin üst sıralarında yer alan ülkeler. Bu anlamda örnek ülkelerden biri Güney Kore. Güney Kore bugün iletişim altyapısı, dijital ürün ve hizmetlerin toplumsal ve ekonomik hayata nüfuzu açısından örnek bir ülke. Dünyanın en büyük ekonomileri arasında 10. sıraya yerleşti. Dünyanın en büyük yüksek teknolojili çip, mobil telefon ve yeni nesil cihaz üreticilerinden biri haline geldi. Bu ülke 1980’li yıllarda Türkiye’nin gerisindeydi. Ülkenin kaydettiği ilerlemenin arka planında sadece makroekonomik sorunların çözülmesi değil, dijital dönüşüme yönelik kararlı stratejinin de etkisi var. Kapsamlı ve bütüncül bir planlamayla yatırımların desteklenmesi, e-ticaret teşvikleri, toplumla dijital hizmetlerin buluşturulması gibi çok boyutlu politikalar uyguladılar. Dijitalleşmenin ilk ve en önemli ayağı olan genişbant altyapı yatırımlarını önceliklendirdiler. 1990’lı yılların sonunda hızla yaygınlaşan genişbant altyapısı, 2005 sonrasında fibere dönüştürüldü. Bugün baktığımızda fiber altyapı oranının yüzde 85’in üzerinde olduğunu görüyoruz.FİBERDE HIZ, YILLIK 19 MİLYAR $ DEMEKÜlkemizde de kritik role sahip elektronik haberleşme altyapılarının yaygınlaştırılarak dijital dönüşümün hızlandırılması gerek. Bunun için uzun vadeli hedefleri de kapsayan bir stratejik planla hareket edilmeli. Bu plan doğrultusunda dünyadaki gelişmeler izlenmeli, belirlenen hedeflere paralel olarak dijitalleşme vizyonu belirlenmeli ve bu vizyona uygun adımlar atılmalı. Orta Vadeli Plan’da dijital dönüşüme yerinde bir vurgu yapılıyor. Özellikle yüksek hızlı, kaliteli ve güvenli erişim imkânı sunan sabit ve mobil genişbant altyapılarını yaygınlaştırma ve altyapıların ortak kullanımını teşvik etme hedeflerinin tanımlanması önemli bir adımdı. Dijitalleşmede ülkemizin üst sıralara tırmanması için bütüncül bakışla hedefleri gerçekleştirmeliyiz. Bu dijitalleşme hedefi için en önemli bileşen, yüksek kapasite ve kapsama sahip genişbant internet altyapısı. Dolayısıyla internet altyapısının yaygınlığı bu politikada öncelik olmalı.*Geldiğimiz bu noktada, Avrupa ülkeleriyle ‘kapsama alanı ya da hız’ anlamında nasıl bir karşılaştırma yaparsınız?Ülkemizdeki mevcut sabit altyapı, hem kullanıcıların beklentisini karşılayamıyor, hem de dijitalleşmede uluslararası rekabetçiliğimizi destekleyecek seviyede değil. Altyapı, ülkemizde teknoloji üretiminin artabilmesi, sanayide verimlilik, uluslararası yatırımların ülkemize gelişi için önemli etken. Fiber altyapı, ülkemizin bir sorunu haline geldi. Giderilmesi için de yenilikçi ve çözüm odaklı yapısal değişikliğe ihtiyaç var. Bugün uluslararası tarafsız araştırmalar, yaklaşık 90 ülkenin değerlendirildiği fiber gelişmişlik endekslerinde Türkiye’nin ancak 50. sıralarda yer aldığı görülüyor. Eve kadar fiber kapsamada Asya, Körfez ve bazı Avrupa ülkelerinde %100’lere varan oranlar varken, biz %50’lerdeyiz. Sabit genişbant hızında 110. sıradayız ve gitgide geriliyoruz. Diğer yandan, ülkemizde fiber abone yoğunluğu OECD ortalamasının yaklaşık yarısı kadar. Türkiye’de 100 kişi başına fiber abone sayısı 6 iken, OECD ortalamasında 12, en yüksek 10 OECD ülkesinde 28’e ulaşıyor.5G’YE GEÇİP 6G’YE HAZIRLANMALIYIZ*Teknoloji ve yazılımda ülkemizin yeri neresi sizce? Avrupa dijitalleşme hedefleri için 2030 yılını belirledi. Bizim de aynı paralelde ilerleyebilmemiz için sizce neler yapılmalı?Vodafone olarak, dijitalleşmenin Türkiye ekonomisini dönüştürecek, kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi sürecine ivme katacak bir unsur olduğuna inanıyoruz. Bu potansiyelin açığa çıkması için yatırım ve hizmetlerimizi hız kesmeden sürdürüyoruz. Geçen yıl yayınladığımız “Dijital Türkiye 2030 Raporu”nda, ülkemizin dijital dönüşüm sürecinin en önemli unsurları olan toplum, şirketler, devlet ve altyapıyı mercek altına aldık. Buna göre, özellikle 5G teknolojisinin hayata geçmiş olması ve 6G teknolojisi için hazırlıkların yapılmış olması önem taşıyor. Fiber abone yoğunluğunda ülkemizin en gelişmiş illeri OECD ortalamasına yaklaşırken , başta Doğu Anadolu olmak üzere Anadolu illeri OECD ortalamasının onda biri kadar düşük yoğunluğa sahip. Türkiye’nin genişbant yayılımında geri kalmış illerinin gelişmiş illerine yaklaşmasıyla ortalamamız OECD’ye yaklaşmış olacak. Türkiye 2030’a kadar fiberde OECD ortalamasını yakalamalı. Ülkemizdeki fiber uzunluğunu yaklaşık 2 milyon kilometreye çıkarmalıyız. Bunun için fiber hattını her yıl bir önceki yıla göre %17 artırmamız gerekiyor. Bu durumda ortaya çıkacak etkiler, 2030’a kadar her yıl Türkiye GSYİH’sine %2,2’lik, başka bir deyişle 19 milyar dolarlık katkı sağlayabilecek. Bunun yanı sıra, spektrum politikasının da sektörle istişare yoluyla yatırımları teşvik edecek şekilde belirlenmesi gerekiyor.DENİZ ALTI FİBER KABLO İLE BAĞLANALIMAyrıca düzenleyici çerçeve yeni teknolojilere yatırımı kolaylaştırmalı. 2G, 3G gibi zamanla yetersiz kalan teknolojilere yatırımla ilgili yükümlülükler gözden geçirilmeli. Uydu teknolojilerin kırsal ve kapsama boşluğu olan alanlarda abonelere hizmet sunulması için kullanılması gerek. Bulut teknolojisi ve çözümleri, küreselleşmenin getirdiği fırsatlarla birlikte özel sektör ve kamuda yaygınlaşmalı, veri merkezi yatırımları ihtiyacı karşılayacak kapasiteye ulaştırılmalı. Toplamda ülkemizin bölgesel merkez haline gelmesi için de denizaltı fiber kablolar ile uluslararası bağlantılar tamamlamalı. Böylece abonelerin akıllı cihaz penetrasyonunun %100 olması, akıllı cihazların lüks olmaktan çıkarılması da diğer bir ihtiyacımız. Bu adımlarla ülkemiz gelişmiş ülkeler seviyesine çıkmış olacak, ekonomiye önemli katma değer sağlanacak.* 5G’ye hazırlık için Türk modeli olan 4.5G kullanıyoruz. 5G hazırlıkları hangi seviyede? Bir operatör geçtiğimiz aylarda 5G denemesi yapmıştı hazır olduğuna vurgu anlamında. Hazır mıyız? İhale ne zaman yapılmalı ve ihale öncesi neler yapılmalı?Sayın Bakanımız 5G yol haritasının bu yıl açıklanacağını, 2025’te ihalenin gerçekleştirileceğini, 2026’da da 5G’nin kullanıma açılacağını ifade etti. Zaten biz de uzun süredir 5G’ye geçmemiz gerektiğini sıklıkla dile getiriyorduk. Dolayısıyla, bu açıklamayı memnuniyetle karşıladık. 5G takviminin netleşmesi, ülkemiz için büyük bir kazanç. Dijital dünya şaşırtıcı bir hızla ilerliyor ve biz geride kalıyoruz. Bu alandaki öncü ülkeler üretken yapay zekâ uygulamalarını konuşuyor. Biz de bu uygulamaların hızlı ve verimli bir şekilde oluşturulmasını ve kullanılmasını sağlayan dijital altyapılarda ihtiyacımız olan atılımı artık sağlamalıyız.Veriler, uluslararası örneklerin gerisinde kalan fiber kapsama, FTTS oranı ve ortalama sabit genişbant hızında endişe verici bir fark olduğunu ortaya koyuyor. Bu fark, sektördeki yapısal sorunlar, özellikle sabit altyapı tarafında dikey bütünleşik yapı ve altyapı paylaşım mevzuatı ile ilişkili. Bu sorunların, telekomünikasyon pazarının mevcut aksak yapısından kaynaklandığına, adil rekabeti engellediğine ve nihayetinde müşterilerimize sunduğumuz hizmet kalitesini etkilediğine inanıyoruz.Dolayısıyla, bizim için 3 öncelik söz konusu: Yapısal ayrışmanın gerçekleşmesi (Altyapı ve perakende hizmetlerin bağımsız iki ayrı şirket olması). Ayrışmayla eşzamanlı olarak ortak altyapı şirketinin kurulmasına giden yolun açılması. Lisans uzatma sürecinin yapısal reformlar için fırsat olarak değerlendirilerek hakkaniyetli bir şekilde uzatmanın yapılması.*5G’ye geçişte altyapı yatırımları devam ediyor bildiğim kadarıyla. Ne kadar bir yatırımdan söz ediyoruz?Bugün itibarıyla 5G hizmetleri ticari olarak yaklaşık 120 ülkede başlamış durumda. Ericsson’un Mobilite Raporu’na göre, dünya genelinde 5G kullanıcı sayısı 1,7 milyarı aştı. 5G’nin 2028 itibarıyla en yaygın mobil erişim teknolojisi haline gelmesi, 2029’da da 5,6 milyara ulaşması bekleniyor. Aynı rapora göre, 4G abone sayısı 2024’ün ilk çeyreğinde 26 milyon azalarak 5,2 milyara geriledi. Dolayısıyla, ülkemizde bu yeni teknolojiyi kullanıma almamızın zamanı geldi de geçiyor bile. 5G’ye geçiş, topyekün değerlendirilmesi gereken bir konu. Ülke olarak maksimum fayda elde etmek için birçok alanda yatırım şart. Dengeler gözetilmeli, verimlilik göz önünde bulundurulmalı. 5G’ye hazırlık noktasında operatörler olarak biz gereken yatırımları yapmalıyız. Bunun yanında altyapı, özellikle iber altyapısı, hem spektrum hem de endüstri alanında yatırım yapılmalı. Türkiye’nin 5G’ye geçişi için sadece operatörlerin 1,4 milyar ABD doları yatırım yapması gerektiği tahmini yapılıyor. * Fiber altyapı konusunda ‘ortak şirket kuralım’ fibrinizi biliyorum. Bu konuda gelişme var mı?Fiber altyapının yaygınlaşmasının altyapı sahipliğinin yapısal ayrışmayla tamamen bağımsız bir şirket tarafından yönetilmesi ile mümkün olacağına inanıyoruz. Bu alanda bir model değişikliğine ihtiyaç var. Dünyada da örneklerini sıkça gördüğümüz ortak altyapı şirketi ile bu değişim sağlanabilir. Altyapı ve üstyapı hizmetlerinin ayrılması, telekom iş modellerini sadeleştiriyor. Ayrıştırma ve sadeleşme stratejisi, kurum içi etkin uygulamalar, yönetim motivasyonu ve genel verimliliğin artması sağlanabiliyor. Tüm operatörlere açık ve eşit hizmet veren bir altyapı firmasının varlığı, altyapının en verimli şekilde kullanımını sağlayacak ve perakende piyasada artan rekabet ile yatırımın aboneliğe dönüşmesi hızlanacak. Fiber altyapının tüm potansiyelini açığa çıkaran ve vatandaşlar ve işletmeler için daha hızlı, daha uygun fiyatlı internet erişimi sağlayan bu modeli benimsememiz gerekiyor.ORTAK ALTYAPI GELİŞTİRİROrtak altyapı şirketinin ayrışmayla eşzamanlı olarak tekrar değerlendirilmesi önemli bir fark sağlayacak. Ortak altyapı şirketiyle kastettiğimiz, aslında altyapı kuran şirkete sektör oyuncularının ortaklaşa dahil olduğu bir yapı. Burada farklı modeller mümkün. Ayrışmayla eşzamanlı olarak bir dönüşüm veya ayrışmaya ek olarak farklı bir girişimle toptan seviyede rekabetin güçlendirilmesi gibi tercihler yapılabilir. Biz bunun ülkemize değer katacağını, kullanıcıların geniş bantta uygun fiyata erişmesine katkı sağlayacağını düşünüyoruz.Sabit altyapıda lisans uzatmanın çalışıldığı dönemdeyiz. Bu süreçe, ortak altyapı şirketi ve yapısal ayrışma gibi modellerin uygulamaya geçmesi için bir fırsat olabilir. Ülkenin fiberleşmesi için bu adımların atılması çok önemli. Aksi takdirde, sabit genişbant taleplerine cevap verebilecek altyapıdan uzaklaşacağız. Rekabetin aksayacağını, ülkemizin dünya fiber sıralamasında geriye düşeceğini ifade etmek isterim. Dahası bu geride kalma ile KOBİ’ler ve işletmeler verimlilik fırsatlarından yararlanamayacak, uluslararası rekabet kapasiteleri azalacak. Bu da takdir edersiniz ki ülkemiz için ciddi bir kayıp olacak.* Mali yılbaşı sizde nisan bildiğim kadarıyla. Yıl sonuçlarınızı değerlendirmenizi rica etsem?Vodafone olarak, Türkiye’nin ve sektörümüzün geleceğine duyduğumuz güvenle yatırımlarımıza devam ediyoruz. Nisan-Haziran 2024 arası dönemi kapsayan mali yıl sonuçlarına göre, servis gelirlerimiz 18,1 milyar TL olarak gerçekleşti. Mobil abone sayımız 25,3 milyona, sabit genişbant abone sayımız 1,4 milyona ulaştı. Faturalı abone sayımız ise 19,9 milyona yükseldi. Vodafone Yanımda ve Online Self Servis gibi dijital kanallarımızı kullanan aylık aktif müşteri sayımız 17,1 milyon olurken, bu müşterilerimizin aylık toplam etkileşimi 318 milyona ulaştı. Mali yılımızda müşterilerimizin toplam mobil data kullanımı geçen yılın aynı dönemine kıyasla %10,1 artışla 1.268 petabyte’a yükseldi.Bu dönemde dijital servisler alanında da gelişmeye devam ettik. Her Şey Yanımda online alışveriş platformumuzun ziyaret edilme sayısı 195 milyona yaklaştı. Yeni nesil mobil finans çözümümüz Vodafone Pay’in ürünlerini kullanan toplam kullanıcı sayısı ise 5,9 milyona ulaştı. Bine yakın farklı işlem yapabilen kişisel dijital asistanımız TOBi’nin aylık tekil kullanıcı sayısı 8,5 milyona, aylık sohbet sayısı ise 30 milyona yükseldi.