Yalan makinesi gerçekten de söylenen yalanları tespit edebilir mi?
Bilim dünyasını heyecanlandıran yalan makinesi hakkında en çok merak edilen şey, bu makinenin bir yalancıyı gerçekten de tespit edip edemediği.
Yalan makinesiyle ilgili videoları gördükten sonra eminiz ki birçok insanın kafasında aynı soru işaretleri belirdi. Peki profesyonel bir yalancı, tepkilerini ve hislerini kontrol edemeyecek kadar kötü bir yalancı mıdır?
Bu soruların cevabına geçmeden önce biraz makine hakkında konuşalım. Gittikçe makinelere bağımlı olan hayatımıza bir yenisi daha eklendi. Neredeyse 3000 yıl öncesine dayanan yalan tespit etme yöntemleri, bugün bile geçerliliğini koruyor. Fakat atladığımız bir şey var: Bir insan, bir makineyi de yenebilir. Dijital dünyadayız ve her şey elimizin altında. Her şeyin cevabını bulabiliyor, kolayca bazı durumlar karşısında tepki geliştirebiliyoruz. Bir insanın yalan söylediğini, bu çağda sadece vücut tepkimelerinden tespit etmek ne kadar mümkün? Bizce pek değil.
ÖNE ÇIKAN VİDEO Antik Yunan’dan binlerce yıllık Çin’e kadar aklınıza bile gelmeyecek pek çok yalan ortaya çıkarma yöntemi denendi. Peki sonuç ne oldu? Koca bir hüsran. Çünkü dünyada henüz yalanı %100 doğru bir şekilde tespit edebilecek yöntem bulunmadı. 20. yüzyılın başlarında bizim yalan makinesi olarak bildiğimiz poligraf ortaya çıktı. Bu makineye bağlanan kişinin solunumu, kan basıncı, kalp atışı ve terleme gibi tepkimeler ölçülüyor. Basit sorularla başlayarak zora doğru, öğrenilmesi istenen konularla ilgili sorular yönlendirilir. Duygularımızı oluşturan otonom sinir sistemimizdir. Tüm iç organlar dahil olmak üzere kaslarımızı dahi sinir sistemimize bağlar. Yüzümüzün kızarması, kalp atış hızı, cinsel uyarılma gibi aklınıza gelebilecek her şey de otonom sinir sistemine dahildir. Yalan makinesi de kişinin yalan söylediğini otonom sinir sisteminin uyarılmasına bakıp tespit eder. Kişinin yalan söylerken terlemesi, kalp atışının hızlanması gibi durumlar beklenirken göz ardı edilen bir durum da var: Bedenimiz bizi yanıltabilir. Yalanla suçlanan her insan, biraz da olsa bu tepkimelere zaten giriyor.
Kaldı ki insanın kişilik özellikleri, günlük hayatta verdiği tepkiler, anksiyete ve ruh hali gibi durumlar da göz önünde bulundurulmalı. Yani, bu makinelerin doğruluğu tam olarak mümkün değil. Bunun yerine araştırmacılar, yalancıyı tespit etmek için çizim yaptırma yönteminin daha sağlıklı sonuçlar vereceğini tespit etti. Bu yönteme göre yalan söyleyen kişi, fazla detaya girmeden daha tekdüze, ayrıntısız çizimler yapıyor.