Yeni sürecin püf noktası | Abdulkadir SELVİ Köşe Yazısı
AK Parti grubundaki hava da her zamankinden farklıydı. Milletvekilleri Erdoğan’ın ağzından yeni sürecin çerçevesini dinlemek istiyorlardı. Toplumun sürece ilişkin korkuları, kaygıları ve endişeleri var. Bunlardan birisi de Öcalan’a af meselesi. Erdoğan bu hassasiyetin farkında olduğu için milletvekilleriyle kahvaltıda, “Ev hapsi, mev hapsi diye bir şey yok. Adamın kendisi de çıkmak istemiyor. Bunlar nereden çıkıyor? Af diye bir şey yok. Bebek katiline af yok” demişti.MİLLETİMİZ GÜVENSİNBelki de bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına, “Milletim kalbini ferah tutsun… Ne yapıyorsak, akılla ve incelikli bir stratejiyle yapıyoruz. Günü kurtarmak için değil, geleceğimizi güvenceye almak için çalışıyoruz. Türkiye, emin ve ehil kadroların yönetiminde güven içindedir. Türkiye, Cumhur İttifakı’nın mihmandarlığında menzile mutlaka varacaktır” güvencesini vererek başladı. Peki o menzil ne? “Terörsüz Türkiye menzili…”TÜRKİYE GÜÇLÜ OLDUĞU İÇİNBirileri anlamamakta ısrar ediyor ama Türkiye, yeni sürece güçsüz olduğu için değil tam aksine çok güçlü olduğu için giriyor. Uluslararası ve bölgesel konjonktür hiç olmadığı kadar lehimize. İçeride PKK’yı eylem yapamaz hale getirdik. Suriye ve Irak’ta ise bitirecek kudrete sahibiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi “Örgütü bulunduğu her yerde toprağa gömmek bizim için sadece vakit ve planlama meselesi.” Peki o zaman bu sürece neden ihtiyaç var? Türkiye bu işi kan dökmeden çözmek istiyor. Ama askeri harekât planlamaları da hazır.DEVLET AKLIKimi zaman “Devlet aklı var mı?” diye kuşkuya düşerdim. Ama burada sürecin her aşamasının planlandığını görünce, Türkiye gerçekten büyük bir devletmiş diyorum. Gerçekten bir devlet aklı olduğunu görüyorum. Sadece şunu söylemekle yetineyim. Silahsız ve de silahlı olmak üzere iki alternatife göre sürecin her aşaması planlanıyor.ADRESE TESLİM MESAJLARCumhurbaşkanı çok net konuştu. Adrese teslim mesajlar verdi. O nedenle küçük dokunuşlar yapmak suretiyle Erdoğan’ın yeni sürece ilişkin çizdiği çerçeveyi ortaya koymaya çalışacağım.ŞEHİT AİLELERİNİN HASSASİYETİErdoğan, “Hükümet olarak her vakit olduğu gibi bu hususta da şehitlerimizin aziz hatıralarına, şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin hassasiyetlerine asla halel getirmeyecek bir şuurla hareket ediyoruz” dedi. İşin en can alıcı noktası burası. Şehit ailelerimiz incinmesin ama yeni şehitler gelmesin.DİYARBAKIR ANNELERİBu vesile ile Diyarbakır Anneleri’nin mücadelesi de unutulmuş değil. HDP’nin kapısına dayanıp “Başlarım sizin Kürdistan davanıza size verecek çocuğumuz yok” diyen Diyarbakır Anneleri baş tacı.İÇ VE DIŞ KONJONKTÜRYeni sürecin zamanlamasına ilişkin olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret ettiği nokta önemliydi. Erdoğan, “Terörsüz Türkiye ifadesinde anlamını bulan bu yeni dönemin kapılarını açma fırsatını kullanmamak, her şeyden önce üstlendiğimiz sorumlulukla bağdaşmaz. Bölgesel gelişmeler lehimizedir. İç siyasette hava son derece müsaittir. Terörle mücadelede kritik kazanımlar elde edilmiştir. Türkiye, başta savunma sanayi olmak üzere her alanda gücünün zirvesindedir. Böyle bir denklemde terör belasını kalıcı ve kat’i olarak defedecek bir fırsatın heba edilmesine hiç kimsenin gönlü razı olmaz, biz de zaten razı değiliz” dedi.‘TALİMAT VERDİM’ DEDİKimse yanlış hesap yapmasın. Bu iş sadece Öcalan’ın yapacağı çağrıya bağlı değil. Öcalan, kendi örgütüne çağrı yapacak. Yürütülen çalışma çok daha kapsamlı, çok daha büyük. Öcalan’ı aşan bir çalışma yapılıyor. Cumhurbaşkanı konuşmasında ona işaret etti: “Bu anlayışla ilgili arkadaşlarımıza, bölücü örgütün lağvedilmesini sağlayacak çalışmaların dikkatle ve çok yönlü bir şekilde yürütülmesi talimatını verdik” diye konuştu.ÇERÇEVE DİYARBAKIR KONUŞMASIErdoğan, MYK toplantısında da yeni sürecin çerçevesini Diyarbakır konuşmasında çizdiğini söylemişti. “Belli bir aşamaya gelen bu çabaların çerçevesini ve gayesini Diyarbakır İl Kongremizde detaylıca izah ettim. Silahı aradan çıkaralım, terör duvarını yıkalım, 85 milyon olarak hep beraber birbirimize sıkıca sarılalım istiyoruz” dedi. Diyarbakır konuşmasında bir yol haritası vermiş ve “Terör örgütünün kendini feshetmesi, silahların kayıtsız şartsız teslim edilmesi ve bölücü örgütün baskısıyla bir Türkiye partisi olması imkânı bulamayan siyasi yapıya bu yönde kendini geliştirme fırsatı verilmesi” demişti.PÜF NOKTASICumhurbaşkanı Erdoğan, DEM heyetinin temaslarının başarılı geçtiğinin altını çizdi. Bu, DEM heyetinin temaslarına destek verileceği anlamına geliyor. Beni bir merak aldı. Acaba DEM heyeti ikinci kez İmralı’ya gittikten sonra Erdoğan onlarla görüşür mü?Bu süreci daha önceki süreçlerden ayıran çok önemli bir nokta var. Bu iki ayaklı bir süreç.Birinci ayağı, “Şunu milletimizin özellikle bilmesini isterim. Şayet gerekli çağrı yapılır; terör örgütü ve bağlantılı yapılar da gereken adımları atarsa kazanan Türküyle, Kürdüyle tüm Türkiye olacaktır”.DEMİR YUMRUKİkinci ayağı, “Eğer örgüt bu çağrıya kulak tıkar ve ipe un sererse, bağlantılı yapılar da kendilerinden beklenen iradeyi sergilemezse, o zaman biz ‘Terörsüz Türkiye’ hedefimizi başka yöntemlerle gerçekleştiririz”.Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu “Gerekirse devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye alırız” diye izah etti.ULUSLARARASI KONJONKTÜRAma öncelik, “Bu işi sükunetle ve suhuletle çözmek”. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret ettiği gibi konjonktür buna uygun.1- Operasyonlarımız sayesinde bölücü örgütü ülke içinde eylem yapamaz hale zaten getirmiş durumdayız.2- Örgütü bulunduğu her yerde toprağa gömmek bizim için sadece vakit ve planlama meselesidir.3- Bunca yıldır örgütü destekleyen güçler artık kendi canlarının derdine düşmüşlerdir.4- Hiçbir gücün öyle eskisi gibi örgüte fiili ve etkin destek verme istediği de niyeti de yoktur.5- Biz meseleyi suhuletle, sükûnetle ve mevcut mekanizmaları işleterek nihayete erdirmek arzusundayız.Erdoğan sözlerini “Gün bugündür” diye noktalayınca AK Parti milletvekilleri ayağa fırlayıp uzun süre alkışladılar.Son bir not daha vermek istiyorum.TARİHİN DOĞRU YERİNDE DURMAKAK Parti milletvekilleriyle kahvaltıda söz alan bazı milletvekilleri Erdoğan’a “Siz Suriye’de tarihin doğru yerinde durdunuz. Tebrik ederiz” demişler. Erdoğan tarihin doğru yerinde durdu ama tarih de Erdoğan’ın durduğu yerde tecelli etti.Cumhurbaşkanı, CHP’nin Suriye politikasındaki basiretsizlikle, kendi açıklamalarının yer aldığı videoyu izletirken baktım pek keyifliydi. Erdoğan’la CHP vizyonu arasındaki farkı gösteren video çok iyi hazırlanmıştı.