Yılan balığının esrarengiz yolculuğu… O Büyük sırrıyla kuruyan mucize | Fatih ÇEKİRGE Köşe Yazısı
1. Birinci ağdan kurtuldu. Bir başka balıkçının bıraktığı pinterden (sepet ağ) son anda sıyrıldı.Sonra karnını kumlara sürte sürte kıvrılarak ilerledi.Alüvyonların kapatmaya başladığı dar kanala doğru bir hamle…Tatlı suyu geçerse önünde Ege Denizi…Burası Bafa Gölü’dür arkadaşlar.Her yıl kuruduğuna dair onlarca haber gördüğümüz Bafa Gölü… Alarm verilen göllerimizden! biri.Gölün tatlı suyundan Ege’nin tuzlu sularına dalan ise bir yılan balığı türüdür.Tarihi çok gerilere giden bir yılan balığı.İşte mucizelerle dolu hikâyemiz de böyle başlıyor. Bafa Gölü’nden Ege Denizi’ne çıkan yılan balığımız yavaş yavaş Akdeniz’e doğru iniyor.Şimdi sıkı durun…Önce Yunanistan’ın güneyine, oradan İtalya’nın güneyi derken bütün Akdeniz’i Cebelitarık’a kadar boydan boya yüzüyor.Neredeyse 2 bin mil…Düşünebiliyor musunuz Bafa Gölü’nden çıkıyor, adaları, koyları, yarımadaları, millerce deniz yolunu gece gündüz gidiyor.Hangi pusula, hangi rota…Cebelitarık’a varıyor.İnanılır gibi değil.Durun daha.Henüz bu mucize yolculuk bitmedi. Bu sihirli rota henüz son bulmadı.Bafa Gölü’nden çıkan yılan balığımız sonra okyanusa açılıyor.Evet Atlantik Okyanusu’na doğru yüzmeye başlıyor.Nereye mi?Niye mi?İşte cevabı bulunamayan mucize soru da burada?Bizim yılan balığı günlerce, gecelerce yüzüp Cebelitarık’tan binlerce mil uzaktaki Sargossa Körfezi’ne varıyor.Okyanusta yolunu nasıl buluyor?O dev dalgalar arasında savrulmadan nasıl rotasında kalıyor?Hangi sihirli pusuladır onun yolunu gösteren?Dahası da var…Yılan balığımız körfezin derinlerine iniyor. Ve orada ürüyor.BİR LARVA NASIL YOL BULUR2. Biliminsanlarının hâlâ çözemediği bu esrarengiz yolculuk burada bitmiyor.Üremenin ardından dünyaya gelen larvalar bu defa tersine bir yolculuğa başlıyorlar.Önlerinde binlerce millik Atlantik Okyanusu. Dev dalgalar, yağmurlar, fırtınalar, kuvvetli akıntılar…İşte yine soruyorum.Bir larva okyanusta nasıl yol bulabilir?Hangi organları gelişmiştir ki böyle gizemli bir pusula bilgisine sahip olabilir?Atlantik Okyanusu’nu geçen larvalar Cebelitarık’a geldiğinde cam rengini alır. Akdeniz’e girdiklerinde ise renkleri sarıya dönüşür.Ve Akdeniz…Artık hızla yüzebilecek büyüklüktedirler. Yine Fransa, İspanya, Fas, İtalya, Yunanistan kıyılarını geçtikten sonra Ege’ye varıyorlar.Ve yılan balıkları yavaş yavaş Didim’e doğru yükseliyor.Hedef yine Bafa Gölü.Atlantik Okyanusu’nu, Akdeniz ve Ege’yi geçen yılan balıkları Bafa Gölü’nün hizasına geldiğinde duruyorlar.Alüvyonlar nedeniyle sürekli değişen kıyılarda nasıl oluyorsa göle ulaşacakları kanalı buluyorlar.Ve Bafa’ya kavuşuyorlar.Bu sırlarla dolu muazzam döngü kim bilir tarihin hangi döneminden beri sürüyor.Evet arkadaşlar; 2024 yılının son pazarında size nasıl sırlarla dolu bir gezegende yaşadığımızı bir örnekle hatırlatmak istedim. Ama ne yazık ki; plastiğe boğduğumuz denizler, yağan karda bile plastiğin bulunduğu Karadeniz dağları…Nükleer denemelerle patlatılan ve kim bilir doğanın hangi düzeninin parçalandığı deniz çayırları…Delik deşik olmuş atmosferimiz. Sera gazları. Aşırı sanayileşmenin yarattığı kirlilik.Küresel ısınma diye geçiştirdiğimiz gezegen ölümü…Yani diyorum ki; öyle bir sırrın ortasında yaşıyoruz ki, yaşadığımız bu muazzam teknoloji devrimine rağmen kendi sırlarımızın körüyüz.Doğayı marketlerdeki bir “ürün” gibi son kullanma tarihini bile düşünmeden tüketiyoruz.Bafa Gölü kurursa bir büyük sır da kurumaz mı?O yılan balıkları gezegende onca tatlı su gölü olmasına rağmen neden Bafa Gölü’ne geliyorlar.Bu nasıl bir kodlamadır?Aynı soruyu kuşlar için de sorabiliriz elbette.En azından bu soruların cevapları için…En azından bu sırrın korunması için…Bafa Gölü’nün öncelikli koruma altına alınması gerekmez mi?