Zamların bahanesi yok! – FARUK ERDEM
Her durumu lehlerine çeviren fırsatçılar Ramazan öncesi yine hortluyor. Vatandaşın temel gıda ve ihtiyaç maddeleri seçim öncesi sürekli artırılıyor. Üstelik rakamlar ‘maliyet arttı’ bahanesini de çürütüyor.
Türkiye’de fırsatçılar için gerekçe bitmiyor. Havalar soğudu, yağmur yağdı, dolar arttı, benzin yükseldi, Asgari ücret değişti, maliyetlerimiz el vermedi…
Say say bitmez…
Nedense fırsatlar da bitmiyor
Ocakta maaşlar arttı paylarını alıyorlar… Ramazan geliyor talep artar hemen etiketler değişiyor. Enflasyon var, ihtiyaçlar öne çekiliyor hemen fiyatları artırıyorlar.
SEÇİM AYARLI DEĞİŞİM
Son yıllarda buna bir de seçim öncesi eklendi. Ne zaman seçim yaklaşsa vatandaşta ‘batıyoruz, bitiyoruz’ algısı körüklenip, fiyatlarla oynanmaya başlanıyor. Tabi yükselen fiyatlar bir daha eski yerine de gelmiyor.
FİYAT ALGISINI BOZUYORLAR
Aslında fırsatçılar fiyatları değiştirecek ortamı da oluşturuyor. Etiketler enflasyon ortamında o kadar hızlı değiştiriliyor ki, tüketicide fiyat algısı kalmıyor. Tüketici bir ürünün fiyatı 80 TL’de olsa 150 TL’de olsa bunu farklı algılamamaya başlıyor. İşte bu enflasyon psikolojisini kullanan fırsatçılarda istedikleri gibi fiyatlarla oynuyor.
Şu sıralar ciddi bir denetim var. Hem Ticaret Bakanlığı hem Tarım Bakanlığı, hem de Rekabet Kurulu bu fırsatçıların üzerine gidiyor. Umarız netice alınacak ve bu halkın cebine göz dikenlere göz açtırılmayacak.
RAKAMLAR BAŞKA SÖYLÜYOR
Dedik ya, bu fırsatçıların bahanesi çok. Döviz ile hiçbir işi olmayan bile ‘dolar arttı’ diye zam yapıyor. Biz de biraz piyasa araştırması yaptık. Acaba bu fahiş zamların gerekçesi olan maliyetler ne kadar arttı diye.
Baktığınız zaman sebze meyvede artışlar üreticiden tüketiciye kadar ortalama yüzde 250’yi bulurken, genel maliyet giderlerinde aylık ortalama değişik yüzde 4’lerde 5’lerde kalmış. Aradaki kazancın haksız olduğu ortada. Et ürünlerinde süt ürünlerinde ve temizlik gibi temel ihtiyaç maddelerinde de aynı manzara bulunuyor. Yine son satıcıların da maliyetlerine baktığınızda aynı farklılık ortaya çıkıyor. Görünen üretici artan maliyetlere rağmen ürünün yeterli fiyata satamıyor ve kaybediyor, aynı şekilde aradaki fahiş farklar yüzünden tüketici de kaybediyor.
MARKA AYNI FİYAT FARKLI
Sadece üretici ile market fiyatları arasında fahiş uçurum yok. Aynı marka, aynı gramajdaki ürün farklı marketlerde farklı fiyatlarla satılıyor. Burada da kar hırsı ortaya çıkıyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) geçtiğimiz ay yaptığı bir araştırmada bu farklılık da rakamlara yansıdı. Çoğunluğu yan yana olan 6 markette aynı ürünlerin fiyatlarına bakan TZOB her markette farklı fiyat uygulandığını ortaya koydu. Aynı markanın aynı gramajda farklı marketlerdeki fiyatları değerlendirildiğinde sütün yüzde 32, beyaz peynirin yüzde 27, zeytinyağının yüzde 24,7, kuru fasulyenin yüzde 18,4, şekerin yüzde 17,9, kırmızı mercimeğin yüzde 17,2 oranlarda değişimleri olduğu görülüyor.
ZAMLARIN GEREKÇESİ YOK – (ARALIK-OCAK)
ÜRÜN – ÜRETİCİ-MARKET (ORT.) – AYLIK MARKET (ORT.)
Sebze meyve – Yüzde 250 – Yüzde 20-30
Et ve et ürünleri – Yüzde 70-80 – Yüzde 30-40
Beyaz et ürünleri – Yüzde 70 – Yüzde 10-15
Süt ve süt ürünleri – Yüzde 70-80 – Yüzde 10-20
Temel ihtiyaç – Yüzde 90-100 – Yüzde 15-20
MALİYETLER ARTMADI (ARALIK-OCAK)
TARIM HAYVANCILIK GENEL GİDERLER
Gübre: %5
Yem: %4,5
Elektrik: %2,11 (yıllık)
Mazot: Yüzde 12
Asgari ücret: Yüzde 49,11
Nakliye: Yüzde 7-8
DİĞER ÜRETİM GENEL GİDERLEREnerji: Yüzde 0
Hammadde: Yüzde 20-30
Asgari ücret: Yüzde 49,11
Dolar kuru: Yüzde 3
ÜRÜN AYNI FİYAT FARKLI (29.01.2024)
ÜRÜNLER – A MARKET – B MARKET – C MARKET
Kuru fasulye – 89,9 – 79,9 – 75,9
Kırmızı mercimek – 40 – 45,9 – 46,9
Süt – 37,05 – 38,95 – 29,95
Zeytinyağı – 398,9 – 329,9 – 394,9
Beyaz peynir – 159,95 – 125,95 – 125,9
Toz şeker – 29,9 – 32,9 – 27,9