BAYKAR’ın fabrika aldığı İtalyanlar ilk savaş uçağını bize karşı kullanmıştı
1911’de Trablusgarp Savaşı, askeri havacılık tarihinde ilklerin yaşandığı bir savaştı. İlk defa keşif uçuşu, hava bombardıman ıİtalyan uçakları tarafından icra edilirken ilk hava savunması ve savaşu çağı düşürülmesi de Türkler tarafından gerçekleştirildi. 113 yıl sonra ise günümüzün yeni havacılık teknolojisinin en büyük firması olan Baykar, 140 yıllık İtalyan havacılık devi Piaggio Aerospace’i satın aldı
17 Aralık 1903’te Wright Kardeşler’in ilk uçuşu yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyordu. Uçaklar hem sivil hem de askeri alanda önemli roller üstlenecekti.TRABLUSGARP SAVAŞI BAŞLADI
29 Eylül 1911’de Osmanlı ile İtalya arasında patlak veren Trablusgarp (Libya) Savaşı, askeri havacılık tarihinde ilklerin yaşandığı bir savaş oldu. Charles Stephenson, Alessandro Vagninni ve Emin Kurt’un bu konuda araştırmaları vardır.
İtalya, 1903’ten daha önce dünyada havacılıkla ilgili gelişmeleri yakından takip etmekteydi. 1884’te Fransa’dan tedarik edilen iki balonla Havacılık Bölümü kuruldu. 1905’te ilk zeplin satın alındı ve hava bombardımanı için denemeler yapıldı. Voisin tipi uçakla ilk uçuş 1907’de gerçekleştirildi. 1908’de pilot yetiştirmek amacıyla eğitim merkezi kuruldu. Wilbur Wright, 1909’da İtalya’daki uçuşlarında ilk fotoğrafları çekti.
İtalya’da 1910’da orduda havacılıkla ilgili birim kurulup araç gereç üretimi için fonlar oluşturuldu. 1911’de Havacılık Hizmetleri Müfettişliği de ihdas edildi. Kuzey İtalya’daki Monferrato’da ağustos ayında icra edilen manevralarda uçaklar da keşif görevi icra ettiler.
İtalya 1911 yazını Trablusgarp’a yapacağı saldırının hazırlığı için geçirdi. 26 Eylül’de Osmanlı’ya ültimatom vererek 29 Eylül’de savaş ilan etti. 28 Eylül’de Trablusgarp önlerinde görülen İtalyan donanması, 3 Ekim’de limanı bombaladı. 2 gün sonra Amiral Umberto Cagni, 1500 kişiyle Trablusgarp’a çıktı. 10 Ekim’de bu sayı 20 bine kadar ulaştı. 16 Ekim’de Derne, 20’sinde Bingazi, 21’inde ise Hums düştü. Osmanlı yönetimi takviye birlikler gönderememişti. Ama Enver Bey, Eşref Kuşçubaşı, Mustafa Kemal Bey gibi genç subaylar bölgeye gitmişlerdi. Osmanlı subaylarının halkı örgütlemesiyle İtalyanların harekâtı zora girdi.
Carlo PiazzaHASTANE BİNASI BOMBALANDI
İtalyanlar resmen savaş ilanından bir gün önce, 28 Eylül 1911’de İstihkâm Özel Tabur Komutanlığı Seferberlik Kuvvetleri için hava filosu oluşturmuşlardı. Hava araçları teknolojisi henüz emekleme aşamasındaydı. Uçaklar, 1500 metrelik rakımda takriben 2 saat sürekli uçabiliyordu.
Uçakların temel sorunu yeterli teknik personelin bulunmaması, yedek parça üretebilecek atölyelerin sınırlı olmasıydı. Yedek parça problemi, uçaklarda bir standardizasyon sağlanamamasından kaynaklanıyordu. İlk pilotlar, aynı zamanda kendi uçaklarının makinistiydiler. İtalyan hava filosu, en kıdemli pilot Carlo Maria Piazza’nın komutasındaydı. 2 Bleriot XI, 3 Nieuport, 2 Farman, 2 Etrich Taube tipi toplam 9 uçak, gemiyle Trablusgarp’a gönderildi ve 15-16 Ekim 1911’de bölgeye ulaştı. Filoda 11 pilot, 30 yer hizmetlisi vardı.
Giulio GavottiBölgeye ulaşan uçaklar için hava meydanı kuruldu. Filo komutanı Carlo Piazza ve Riccardo Moizo, 17 Ekim’de keşif için ilk uçuşlarını gerçekleştirdiler. 25 Ekim’de havalanan uçaklar, Osmanlı birliklerinin İtalya’ya saldırmak üzere olduğu istihbaratını getirdiler. Bu uçuş sırasında karadan yoğun bir tüfek atışı icra edilmiş, Nieuport uçağına mermi isabet etmişti. Piyade atışı, sırtüstü yatarak veya diz çökerek icra ediliyordu. Piyade ateşinin etkisi üzerine uçaklar korunmak için daha yüksekten uçmak durumunda kalmışlardı. Uçuşlarda sağlanan istihbaratlar, 26 Ekim’deki Osmanlı hücumunun geri püskürtülmesinde etkili oldu.
Ekim ayının sonlarına doğru ilk defa bir pilot, geminin topçu ateşini koordine ederek hedef belirleme hizmetinde bulundu. Pilotun talimatlarıyla Sardegna adındaki İtalyan gemisi Cenzur şehrini bombaladı. 1 Kasım’da Giulio Gavotti, Ayn Zara ve Tajura’da 600 metre yükseklikten dört bomba attı. Dünyanın ilk hava bombaları atılmıştı. Bu bombaların atılma şekli ve etkisi pek sağlıklı sonuçlar verecek düzeyde değildi. Pilot tek eliyle uçağı idare ederken dizlerinin arasındaki bombanın pimini çekerek aşağı bırakıyordu. Bu bombaların bazıları kumda zararsız patlarken çoğu zaman doğru hedefe ulaşamıyordu. Ancak havadan savaş dönemi başlamış, dehşet kapısı açılmıştı.
8 Kasım’da Ayn Zara’daki Kızılay bayrağı bulunan hastane binasına düşen bomba, Osmanlı’nın saldırıyı dünya kamuoyunda protesto etmesine sebep oldu. Bu sırada İstanbul’a uçaklarla ilgili talepler de geliyordu. Albay Neşet Bey, 16 Kasım’da bir telgrafla uçakların sağlayacağı faydalara, ancak yabancı pilot kullanımının sakıncalarına değindi. Devlet, Trablusgarp’a uçak göndermek istese de bir sonuca ulaşamadı. Kasım ayı sonlarına doğru İtalyanlar uçak sayısını 22’ye çıkardılar.
İtalyan zeplinleri.TÜFEKLE İLK UÇAK DÜŞÜRÜLDÜ
Aralık ayında Osmanlı birliklerince İtalyan uçakları yoğun bir tüfek ateşine tutuldu. Dolayısıyla tarihte de ilk defa tüfekler uçaksavar gibi kullanıldı. 15 Aralık’ta keşif uçuşu icra eden Pilot Subay Roberti, tarihte ilk defa yerden açılan topçu ateşine şahit oldu. Eski bir Avusturya topunun kundağı, bir tepe üzerine yerleştirilerek dikey atış yapıldı. Bu usul I. Dünya Savaşı süresince uygulanacaktı. 17 Aralık’ta yaşanan fırtınadan sonra Trablusgarp’taki hangarlar zarar görürken, bazı uçaklar da tahrip oldu. 11 Şubat 1912’de Bleriot tipi uçaklardan birine, içine bomba yerleştirilmek üzere bir tüp monte edildi. Özel olarak tasarlanan bombaların atılmasıyla hava saldırıları yeni bir evreye girdi. Alessandro Cagno, yerinde nişan kontrol aleti tasarladı.
Trablusgarp Savaşı sırasında uçaklarla ilgili yaşanan problemlerden biri keşif raporlarının komuta heyetine ulaştırılmasıydı. Fotoğraf makinesi kullanılarak ilk defa fotoğraflı keşif uçuşu yapılması fırsatı doğdu.
Mustafa Kemal Paşa, Fuat Bulca, Enver Paşa, Nuri ConkerBir uçaktan yerli halka bildiri atılmak suretiyle ilk propaganda faaliyeti 15 Ocak 1912’de gerçekleşti. General Caneva adına yazılan bildirilerde, “Trabluslu Araplara: Bizimle birlikte olmak için ne bekliyorsunuz? Camilerinizde ibadet etmek isteğini duymuyor musunuz? Ailelerinizle birlikte huzur içinde yaşamak istemiyor musunuz? Bizim de kitabımız var. Biz de namuslu ve dindarız. İtalya babanızdır. Çünkü memleketimiz, anneniz Trablus’la evlenmiştir” deniliyordu. Daha sonra halka çeşitli vaatlerde bulunulan, askerlerin moralini bozacak haberlere yer verilen, halkın gönlüne korku salmayı amaçlayan bildiriler de atıldı.
Topçu ateşi de zaman zaman havadan yönetildi. Mayıs 1912’de Alberto Marengo, askeri havacılık tarihinde ilk defa gece uçuşunu icra etti. 11 Haziran’da ise gece bombardımanı yapıldı. 25 Ağustos 1912’de karadan tüfek atışları sonucunda bir uçak düşürüldü. 10 Eylül’de acil iniş yapmak zorunda kalan Moizo, Osmanlılarca esir edildi.
Bir yıldan fazla süren savaşta 712 uçuş icra eden İtalyan uçakları, yüzlerce bomba atmış, önemli istihbarat toplamışlardı. Diğer yandan zeplinler de 127 uçuş icra ederek 86 noktaya 300’ün üzerinde bomba bırakmıştı. Ancak yıl sonu geldiğinde hem düzenli bir birliğe sahip olan hem de askeri teknolojide daha ileride olan İtalya, onca çabaya rağmen Türk direnişi yüzünden sadece kıyı şeridinde küçük bir alana hâkim olabilmişti. Zor durumda kalan İtalya, savaşı Osmanlı İmparatorluğu’nun diğer taraflarına yaydı. Rodos’u ve diğer 12 adayı işgal etti. Balkan Savaşı başlayınca İtalya ile barış görüşmeleri hızlandı. Sonunda 18 Ekim 1912’de Uşi Antlaşması imzalanarak bölgedeki İtalyan işgali kabul edildi.
İtalyan uçaklarına karşı icra edilen tüfek atışı.YERDEN AÇILAN ATEŞLE ÖLDÜRÜLEN İLK PİLOT
31 Ocak 1912’de Yüzbaşı Giusseppe Rossi’nin pilot, Yüzbaşı Carlo Montu’nun bombacı olarak bindiği iki koltuklu Farman tipi uçak Tobruk’tan havalandı. Bu uçuşun amacı 30 km ötedeki Osmanlı ordugâhını keşfetmek, Aasen adlı bombayı denemekti. Rossi, uçuşla ilgili raporunda teferruatlı bilgiler verir:
“600 metre yükseklikten uçtuk ve ilk Arap çadırlarını gördüğümüzde 15 kilometrelik bir alanı gezmiştik. Araplar bize öylesine isabetli bir ateş açtılar ki görevden vazgeçmeyi düşündüm. Ancak ürkekliğimden ötürü utandım ve doğrudan Türk ordugâhına doğru ilerledim. Bombacıya, tehir edilen bombayı hazırlaması için ilk işareti verdim.
Ordugâhın merkezinden 100 metre uzakta, Montu’ya bombayı bırakması ve etkisini gözlemlemesi için ikinci işareti verip derhal sola döndüm. Yerden yoğun bir duman kalktığını gördüm. İnsanlar, atlar ve develer her yöne dağılmıştı. Muazzam bir görüntüydü. Bomba düştüğünde istenen etkiyi yaratmıştı. Ancak bu sevinç, bizi hedef alan yaylım ateşi neticesinde kısa sürdü. Sağa dönerek kaçmaya çalıştım. Lakin bunun beni tekrar düşman ordugâhına geri döndüreceğini düşündüm. Sola dönünce uçağıma bir mermi geldiğini görüp dehşete düştüm. Yükselmeye çalıştım ama başarılı olamadım. Ordugâhın sol tarafından geçerken, bombacım, yaralandığını söyledi. Ona bakmak için döndüğümde motor durdu ve inişe geçmeye başladık. Ne mutlu ki motor yine çalıştı ama bize iki tane daha kurşun isabet etti.
Motor büyük zorluklar yarattı. Talihsizliğime bir de rüzgâr eklendi. Aksi rüzgâr beni yolumdan çıkardı. Uçağım sanki ıstırap çekiyormuş gibi havada sürüklenirken ve tamamen rüzgâra sabitlenmişken, Araplar bir an bile ateşi kesmediler. Motorun güvenilmez olduğuna kanaat getirdim ve Montu’nun da ölümcül derecede yaralandığından ve onun kendine hâkim olamadığı takdirde uçağın dengesini bozacağından korktum. Her an ölümü bekledim ama yavaş yavaş karargâha dönebildik.”
Carlo Montu, hava harp tarihinde yerden açılan ateş sonucu yaralanan ve ölen ilk pilot oldu.