BİR SORUDAN FAZLASI I Çocuğumuzu büyütürken eşimle fikir ayrılıklarını nasıl aşacağız?
7 AYLIK BEBEK İLGİ İÇİN AĞLIYOR DİYE GÖRMEZDEN GELİYOR
Defne H. (30)
Ebeveynlerin ebeveynlik stilleri konusunda aynı fikirde olmalarının en iyi yolu nedir? Ve hangi ebeveynlik ‘stili’ seçimleri gerçekten pazarlık konusu değildir? Kocamla benim 7 aylık çocuğumuzu büyütmede farklılaştığımız noktaları şimdiden görüyorum. Örneğin, eşim 7 aylık bebek “sadece ilgi çekmek için ağlıyor” diye sinirleniyor ve tepkisiz kalıyor. Oğlumuz sesini duyurmaya ve bağımsızlığını kazanmaya başladıkça anlaşmazlıklar yaşayacağımızı tahmin ediyorum.Bizler ceza olarak görmezden gelinen ve ben karşılık vermenin dayak olduğu oldukça katı evlerde büyüdük. En azından ben böyle bir evde büyüdüm. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, ikimiz de duyguları ifade etme veya konuşma konusunda pek iyi değiliz. Bu döngüyü gerçekten kırmaya çalışıyorum ama nereden başlayacağımı bilmekte zorlanıyorum.Kocamın tartışmaya açık olacağını ve iyi bir ebeveyn olmayı önemsediğini düşünüyorum ancak ebeveynlerinin yaklaşımının iyi olmadığını kabul edeceğinden emin değilim. Bu konuda ne yapacağımı, onunla nasıl iletişim kurmam gerektiğini bilmiyorum.SOSYAL MEDYADA BEBEĞİMİZİ PAYLAŞMA DİYORUM, İNADINA PAYLAŞIYOR
Uğur Y. (37)Dokuz aylık bebeğimiz var. Ben çocukların fotoğraflarının sosyal medyada paylaşılmasına karşıyım. Kendi çocuğumu da hiç paylaşmadım. Eşime hamileyken bunu söylediğimde tepki göstermişti fakat sebepleriyle anlatınca mantıklı bulmuştu. Bebeğimiz dünyaya geldikten sonra bir süre bu konu hiç açılmadı çünkü ortak bir karar almıştık. En azından ben öyle sanıyordum. Ancak eşim beş ay dayanabildi. Bir gün Instagram’a girdiğimde karşımda bebeğimin fotoğrafını görünce şok oldum. Bana haber vermeye dahi tenezzül etmeden kızımızın fotoğrafını paylaşmış. Çok sinirlendim. Hemen aradım ve silmesini söyledim. Cevap olarak ise “Hesabımda sadece yakınlarım var” dedi. Bebeğimizi görecek kadar yakınlar ise evimize gelip istedikleri zaman görebileceklerini ancak fotoğrafının dijital mecrada var olmasının doğru olmadığını söyledim. Biz bu konuda bayağı tartıştık, hatta iş kavgaya kadar vardı. O günün akşamı fotoğraf silindi ama konu elbette kapanmadı. Eşim kendince çözümü Instagram’ın ‘story’ kısmında ‘yakın arkadaşlar’ alanı oluşturmakta bulmuş. Böylece kızımızın fotoğraflarını sadece oraya kendi eklediği kişiler görebilecekmiş. Yani küçücük bir bebeği sosyal medyada ilan etmenin ne anlamı var? Paylaşmaya bu kadar meraklı olmanın sebebi ne o kadar merak ediyorum ki…Yaptığı şeyin bana göre çok gereksiz olduğunu her fırsatta anlatmaya çalışıyorum ama konu ne zaman açılsa “Ben de bebeğimi senin kadar düşünüyorum” kavgasına dönüşüyor. Bu mevzudan o kadar yoruldum ki anlatamam. Bir yandan çok sinirleniyorum bir yandan onun da bebeği, söz hakkı var diyorum. Ama sosyal medyada paylaşım bence çok hassas bir konu ve istekle değil mantıkla hareket etmek gerekiyor. Umarım bunu bir gün eşime anlatabilirim.Çocuğun dahil olduğu her alanda ilkemiz ‘çocuğun yüksek yararı’ olduğundan anlaşmazlığa düşüldüğünde de ebeveynler bireysel olarak haklılık haksızlık çatışmasına girmek yerine çocuk için hangisinin iyi olduğunu gerekçeleriyle tartışmalı ve bu doğrultuda ortak karar vermeli. Burada en önemli noktalardan biri ebeveynlerin çocuklarıyla ilgili fikir ayrılığı yaşadıkları durumlarda diğer ebeveyni bir rakipten ziyade aynı problem için çözüm üretmeye çalışan bir çözüm ortağı olarak görmesi gerekliliği diyebiliriz. Örneğin ekran süresi konusunda eşimizle fikir ayrılığı yaşıyorsak burada sorun eşimizin bizden farklı düşünmesi, haklı ya da haksız olması değil bu konuyu çocuğumuz için faydalı olacak şekilde nasıl yapılandıracağımız olmalı. Bunu gözden kaçırıp çocuğun yanında çatışmaya girdiğimizde maalesef çocuğa ekran maruziyetinden çok daha fazla zarar vermiş oluyoruz.Çocuk Gelişimi Uzmanı ve Öğretim Görevlisi Merve MercanYEMEK VE UYKU EN BÜYÜK SORUNUMUZ
Emel K. (34)İki küçük çocuğun annesi olarak, çocuk bakımında eşimle sürekli fikir ayrılıkları yaşıyorum. Özellikle uyku saatleri ve yemek alışkanlıkları konusunda görüşlerimiz çok farklı ve bunu bir türlü aşamıyoruz. Eşim, çocukların uyku saatlerinin esnek olmasının onların doğal ritimlerini takip etmelerine yardımcı olacağına inanıyor. Bu tutum nedeniyle çocuklar bazen geç saatlere kadar uyanık kalıyor. Ben ise tam tersini düşünüyorum. Çünkü uyku alışkanlığının çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini olumlu yönde etkileyeceğini pek çok bilim insanı doğruluyor.Eşim çocukların yemek saatlerini de esnek tutmak istiyor. Böylelikle çocuklara kendi isteklerine göre hareket etmeleri fırsatını sunuyor. Ben ise disiplinli bir programın çocukların düzenini sağlamada daha etkili olduğunu düşünüyorum. Bir gün, çocuklardan biri akşam yemeğinde fazla tatlı yediğinde büyük bir tartışma yaşadık. Ben çocukların sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmelerinin önemli olduğunu savunurken, eşim ise bu yaklaşımın çocukları kısıtlayıcı bulduğunu ve onları daha özgür bırakmanın daha iyi olduğu konusunu savunuyor. Şunu itiraf etmeliyim ki; çocuklarımın sağlığı ve gelişimi konusunda endişelenmeye başladım.Çocuk için en doğrusunun ne olduğuna dair kararlar verilirken çocuğun bireysel ihtiyaçları, kişilik özellikleri, yaş ve gelişim düzeyi, uzun vadeli sonuçlar, uzman görüşleri, ebeveynlerin kendi değer ve ilkeleri, empati ve etkili iletişim hususlarına özen göstermek yine çocuğun yüksek yararına hizmet edecek ve ebeveynleri çatışmadan koruyacaktır. Ebeveynlerin yaşadıkları fikir ayrılıkları çocuğun birbirinden farklı bakış açılarını fark etmesi ve anlaması adına kıymetli sayılabilir. Burada önemli olan hiç fikir ayrılığı olmamasından ziyade fikir ayrılıklarının nasıl çözümlendiği, ebeveynlerin birbirlerine ve çocuklarına karşı tutumları diyebiliriz.Çocuk Gelişimi Uzmanı ve Öğretim Görevlisi Merve MercanDÜŞTÜĞÜNDE HEMEN KOŞUYOR
Ediz S. (33)Kızımız dünyaya gelmeden önce eşimle, çocuğumuzun bakımında fikir ayrılıkları yaşamamak için her şeyi konuşmuştuk. Sarı papatyamız şu an 1,5 yaşına geldi ve bakımıyla alakalı bugüne kadar büyük tartışmalar ya da fikir ayrılıkları yaşamadık. Hatta bu konuda birbirimizi çok iyi tamamladığımızı düşünüyorum. Sadece bir konuda farklı düşünüyoruz ama onda da konuyu çok büyütmüyoruz. Örneğin, kızımın parkta oynarken hafif bir şekilde düşüyor. Eşim hemen yanına gidip kaldırmak istiyor. Ben ise bunu yapmamasını söylüyorum. Çünkü şiddetli bir şekilde düşmedi, kendisi kalkabilir, en azından bir kez denemesine izin vermeliyiz diye düşünüyorum. Zaten bunu başaramazsa bize bir mesaj verecektir. Bu durum her tekrarlandığında aynı şeyleri söylüyorum, eşim de bana hak veriyor ama annelik duygusu tabii her şeyin önüne geçiyor.4 AYLIK BEBEK HER ŞEYİN TADINI BİLMELİYMİŞ!
Aylin G. (26)Bebeğimiz henüz 4 aylık yani ek gıdaya başlama dönemi bile değil. Anne sütü ile besleniyor ve gelişimi de oldukça iyi. Hatta boyu ve kilosu ayının ötesinde ilerliyor. Ancak tüm bunlar eşime yetmiyor. Bebeğimiz erkenden yemeklerin tadına baksın diye bana baskı yapıyor. Henüz çok erken olduğunu söyledim ikna olmadı. Ben de doktorumuza sordum ve ondan da “Şimdilik gerek yok. Ek gıda için 6’ncı ayı beklemenizi öneririm. Gelişiminde bir problem yok” cevabını aldık. Üstelik doktorumuz ek gıdaya ‘her şeyden’ tadım yaptırarak başlanmadığını, önce tek tek haşlanmış ya da buharda pişmiş sebze, yoğurt ve meyveler ile sürecin ilerlediğini uzun uzun anlattı.Bu detaylı açıklamalar eşimi 4 aylıkken yemek yedirmemesi konusunda ikna etti ama bebeğimiz ek gıdaya geçtiğinde o kadar seçici davranmanın yanlış olacağını söyleyip duruyor. Biz her şeyi yiyerek büyümüşüz, bizim bebeğimiz de yemeklerin suyunu tadacak, abur cuburun bile tadına bakacakmış. İki ay sonranın stresi beni şimdiden sardı. İlk çocuğumun eğlenceli geçmesi gereken ek gıda süreci bizim evde kaosa sebep olacak.Fikir ayrılıklarının olağan olduğunu hatırlatmakla birlikte yapıcı çözülmediği ve çocuk önünde tartışıldığı, verilen ortak kararın tutarsız olarak ya da sadece tek ebeveyn tarafından uygulandığı senaryoların çocuğun güven duygusunun zedelenmesine, ev içinde hırçın davranışlar göstermesine ve bundan sonraki sınırlar için yeterince ısrarcı olduğunda esnetebileceği mesajını almasına neden olacağı unutulmamalıdır. Bu durum ise uzun vadede çocuğumuzu neyden korumaya çalışıyorsak ondan daha fazla zarar vermemizle sonuçlanabilir. Sonuç olarak, ebeveynlerin çocuklarını büyütürken her zaman aynı tarafta olmaları gerektiği mutlak bir kural değildir. Ancak, sağlıklı bir iletişim, iş birliği ve ortak karar alma süreçleriyle fikir ayrılıklarının olumlu bir şekilde yönetilmesi elzemdir.Çocuk Gelişimi Uzmanı ve Öğretim Görevlisi Merve Mercan