Eşek çizimi! Karahantepelilerin eşeği yapının zemininden çıktı! 11 bin yıllık keşif objektiflere böyle yansıdı
Günümüzden yaklaşık 12 bin yıl önce başlayan ve insanların tarımsal üretim faaliyetlerine giriştiği, ilk yapıları oluşturduğu, yerleşik hayata geçtiği bu döneme ait kalıntıların bulunduğu önemli noktalardan biri de Şanlıurfa’daki Karahantepe. Taş Tepelerden biri olan Karahantepe’de Neolitik Dönem’e ait “T” biçiminde 250’nin üzerinde dikilitaş bulunuyor.
Bu yıl yapılan kazı çalışmalarında tabana döşeli taşlardan birinin üzerinde koşar halde betimlenmiş bir yaban eşeği figürü ortaya çıkarıldı. HAREKETLİ BİR FİGÜR Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, bu yıl Karahantepe’de özellikle merkezi kamusal yapının çevresindeki diğer kamusal yapılar ve kulübelerde çalıştıklarını ve bunlardan bir tanesini de bir birkaç hafta önce açmaya başladıklarını ifade ederek “Bina, zemine gömük, üzeri kısa bir taş duvar üzerine dal örgü bir çatı sistemine sahip. Zemini büyük yassı taşlarla döşediklerini anlıyoruz” dedi. Bu taş döşemelerinden bazılarının öğütme taşı olarak kullanıldığını belirten Karul şu bilgileri paylaştı: “Bir tanesinin üzerinde de bir yaban eşeği motifiyle karşılaştık. Bu dönemin ikonografisinde belirleyici olan hayvanlar var. Bunları iki kategoriye ayırıyoruz. Birincisi ürkütücülüğü vurgulanmış hayvanlar, bunları dikili taşlarda özellikle görüyoruz. Bir diğer grubu da kuşlar ve en çok tüketilen hayvanlar oluşturuyor ki bunların arasında ceylan başı çekiyor. Diğer tüketilen hayvanlar arasında yabani eşek de var. Bu hayvanların da bu dönemde insanların çevresinde olan, tükettikleri, birlikte yaşadıkları hayvanlar olduğunu söyleyebiliriz. Bu yabani eşek de öğütme taşları olan bir tabanın içine yerleştirilmiş hareket halinde kazıma tekniğiyle yapılmış bir figür. Bu yönüyle yapı tabanlarında Göbeklitepe’de de birtakım figürlerle karşılaştık daha öncesinde ama böyle hareketli bir yaban eşeği motifiyle ilk kez karşılaşıyoruz. Bu da tabi buradaki hayvan ikonografisi ve insan ve çevresiyle ilişkisini anlamamıza biraz daha katkı sağlayacak bir buluntu oldu.”
Şu anda çalışmasını sürdürdükleri yapıların yaklaşık 11 bin yıl öncesine ait mekânlar olduğunu dile getiren Karul, içlerinde daha çok öğütme taşlarının olmasının burada günlük yaşam faaliyetlerinin sürdürüldüğünü gösterdiğine işaret etti. ‘SANATÇILARIN BECERİSİNİN GÖSTERGESİ’ Bu mekânların içerisinde böyle hayvan betimlemeleri veya dikili taşların bulunmasının, aynı zamanda sembolik yönlerinin de olduğunun kanıtlarını oluşturduğunu aktaran Karul, şunları kaydetti: “Bulunan eşek figürü, öğütme taşının hemen yanına yerleştirilmiş yaklaşık 20 santimetre uzunluğunda bir figür ama boyutlarından ziyade onun hareketli olması, üzerine işlendiği taşa orantılı olarak betimlenmiş olması, yine bu dönemdeki sanatçıların becerisinin bir göstergesi. Karahantepe’de yapı zeminlerinde bir figür olarak ilk kez karşılaştığımız bir örnek bu. Bu da tabii benzerlerin olabileceğini gösteriyor. Zaten burada sözünü ettiğimiz kulübelerin birçoğunun taban seviyelerine henüz ulaşmış değiliz. O seviyelere geleceğimiz başka mekânlar da var.”