Etrafında ne varsa öldürüyor, bulunduğu yeri istila edip yaşamı sonlandırıyor! Sorun o kadar büyük ki uzaydan bile görünüyor… Dönem dönem Türkiye’de de ortaya çıkıyor
Derleyen: Selin Irmak Kaçmaz Fotoğraflar: AFP, APOluşturulma Tarihi: Ocak 18, 2025 10:48Dünyanın en yaygın istilacı türü, bulunduğu ortamda deyim yerindeyse bütün doğal yaşamı sonlandırıyor. Gölleri, nehirleri saran, balıkları öldüren hatta balıkçıları gölde mahsur bırakan bu ilginç bitki dönem dönem Türkiye’de Hatay’dan geçen Asi Nehri’nde de ortaya çıkıyorKenya’nın Nairobi kentinde bulunan Naivasha Gölü’ndeki sorun, giderek daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Dünyanın en yaygın istilacı türü olan su sümbülü gölü kaplıyor, balıkları boğuyor ve insanları mahsur bırakıyor.BALIKÇILAR MAHSUR KALDI, HELİKOPTERLE KURTARILDILARNaivasha Gölü yakınlarında yaşayan bir balıkçı olan Simon Macharia, su sümbülü sorunu hakkında, “Bazen çok ciddi bir hal alıyor. Balıkçıların üç gün boyunca gölün içinde sümbül tarafından kapana kısıldığı bir olay oldu. Onları kurtarmak için hükümetten yardım istemek zorunda kaldık. Bir helikopterle kurtarılabildiler” dedi.CNN’e konuşan Macharia, bitki yüzünden bazı günler gölde balık tutamadığını söyledi. Macharia, balık tuttuğunda da ağlarını yüzen otların altında kaybedebiliyor ve bu da o gün kazanç elde etmesini engellerken masraflara yol açıyor.UZAYDAN BİLE GÖRÜNÜYORSu sümbülleri ayrıca yüzeyi kaplayarak güneş ışığını kesiyor, diğer bitki türleriyle rekabet ediyor ve suyu oksijensiz bırakıyor. Bu da Macharia’nın yakalayabileceği balık sayısının azalması anlamına geliyor.Sorun o kadar büyük ki uzaydan bile görülebiliyor. Ayrıca 150 kilometrekarelik gölü çevreleyen sulak alanlardaki çiçek endüstrisini de tehdit ediyor.TÜM KITALARDA İSTİLAYA DEVAM EDİYORLARNaivasha Gölü’nde yaşananlar tüm dünyada tekrarlanan bir hikâye. Su sümbülleri aslında Güney Amerika’ya özgü ancak birçok başka ülkede de egzotik süs bitkisi olarak satılıyor. Tatlı su ortamlarını ele geçiren bu bitki, Antarktika dışında diğer tüm kıtalarda yabancı istilacı tür olarak etiketlenmiş durumda.TÜRKİYE’DE ASİ NEHRİ’NDE GÖRÜLÜYORİstilacı su sümbülü, ülkemizde de Asi Nehri’ni dönem dönem istilası altına alıyor. Lübnan’da doğan, Suriye’den geçerek Hatay’ın Samandağ ilçesinden Akdeniz’e dökülen Asi Nehri’nde özellikle sonbahar aylarında su sümbülü görülüyor ve bu bitki nehrin büyük bölümünü kaplıyor. Nehirdeki canlılara zarar veren istilacı bu bitki, yoğun çalışmalar sonucu temizlense de yeniden ortaya çıkabiliyor.BİTKİ KATLANARAK YAYILIYOR, YILDA 700 MİLYON DOLARDAN FAZLA ZARARA UĞRATIYORBiyoçeşitlilik ve geçim kaynakları üzerindeki etkilerinin yanı sıra, yüzen bitkiler hidroelektrik ve sulama sistemlerini tıkayabiliyor. Yani bu bitkiden etkilenmek için nehirlerin ya da göllerin yakınlarında yaşamak gerekmiyor. Uzmanlara göre bu, küresel ekonomiye geçmişte on milyarlarca dolara, şimdi ise yılda 700 milyon dolardan fazla bir rakama mal olan istilacı su bitkisi krizinin en dikkat çekici örneği.Su sümbülleriyle ilgili sorun özellikle Afrika’da ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından kurulan Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Hükümetlerarası Bilim-Politika Platformu (IPBES) tarafından hazırlanan 2024 tarihli bir rapor, bitkinin ‘katlanarak yayıldığını’ ve arazi kullanımındaki değişiklikler ile iklim değişikliğinin yangına potansiyel körükle gittiğini belirtiyor.Birçok kurum su sümbülü sorununa çözümler üretmeye çalışıyor. Örneğin bitkiye saldıran böceklerin buralara getirilmesiyle bitkinin yayılması sınırlanabilir ve hatta bitkinin yüzme özelliğini kaybetmesi sağlanabilir. Ayrıca su sümbülünü hasat edip evsel atıklar ve inek gübresiyle birleştirerek biyoyakıt üretme önerileri de var.BİR ÖĞRENCİNİN PROJESİ ÜLKEYİ SU SÜMBÜLÜNDEN KURTARABİLİRŞimdi ise Kenyalı bir şirket, istilacı bitkiyi biyoplastik haline getirerek hem bu sorunu hem de ülkenin plastik kirliliği sorununu ele alıyor.Eski bir inşaat ve çevre mühendisliği öğrencisi olan Joseph Nguthiru, son sınıf projesi olarak söz konusu şirketi hayata geçirdi. Nguthiru ve sınıf arkadaşları, 2021 yılında Naivasha Gölü’ne yaptıkları bir gezide tekneleri beş saat boyunca mahsur kaldığında su sümbülü sorununu ilk elden deneyimlediler ve bu konuda bir şeyler yapmaya kararlı bir şekilde geri döndüler.Nguthiru’nun şirketinde üretilen biyoplastik, kurutulmuş su sümbülünün bağlayıcılar ve katkı maddeleriyle birleştirilmesiyle elde ediliyor ve daha sonra karıştırılarak şekillendiriliyor.Birkaç ay içinde biyolojik olarak parçalanan ürün, ilk olarak plastik ambalajlara alternatif olarak kullanıldı. Kenya 2017’de tek kullanımlık plastik poşetleri yasaklayan bir yasa çıkardı ve 2020’de tüm tek kullanımlık plastiklerin korunan alanlardan çıkarılması yasaklandı.CNN’e verdiği demeçte ürününün ‘bir taşla iki kuş vurduğuna’ inandığını söyleyen Nguthiru, “Tek kullanımlık plastik ürünlerin çoğu süpermarket raflarından çıktıktan sonra yaklaşık 10 dakikalık bir ömre sahip olma eğilimindedir. Öyleyse neden onları biyolojik olarak parçalanabilir yapmayalım?” dedi.Nguthiru’nun şirketi, Doğu Afrika İklim Eylem Ödülleri’nde Gençlik kategorisini, UNESCO’nun Dünya Mühendislik Günü Hackathon’unda bir ödülü ve COP28 iklim konferansında açıklanan 2023 İnsanlık için Prototip Ödülü’nü kazanarak büyük ilgi gördü. Nguthiru ayrıca 2023 Obama Vakfı Afrika Lideri seçildi.‘BUNU ŞİMDİ YAPMAZSAK BİR DAHA YAPAMAYACAĞIZ’Balıkçılar şimdi Naivasha Gölü’ndeki istilacı bitkiyi topluyor, ardından kurutup Nguthiru’nun şirketine satıyor. Macharia, bunun özellikle bitkinin ağları kaplayarak balık avlamasını engellediği günlerde faydalı bir alternatif gelir olduğunu söyledi.Nguthiru, inovasyonundan dünyanın faydalanması için en hızlı yolu yaratmak istiyor ve su sümbülünün ötesinde, iklim kriziyle mücadele etmek için acil eylem gerektiğini düşünüyor.“Önceki nesiller bizi hayal kırıklığına uğrattı ve bizden sonra gelecek olanlar bize bakıyor” diyen Nguthiru şunları söyledi:“Bizler 1,5 santigrat derecenin (küresel sıcaklık artışı) üzerinde bir gezegenle yaşayacak olanlarız. İklim krizi için çözüm üretmek benim neslimin görevi, bunu şimdi yapmazsak bir daha hiç yapamayacağız.”