Felç riskini artıran bu faktörlere dikkat! Dilara Koçak yazdı
Stres ve kaygı artık günlük hayatımızın bir parçası haline geldi. Bunu bir de felç yönünden ele alalım. Son araştırmalar, felç ile mücadele eden bireylerin yüzde 16-85’inin depresyon, anksiyete, stres, yorgunluk veya yaşam kalitesinde azalma gibi en az bir psikososyal semptom yaşadığını gösteriyor. Düzenli ruh sağlığı taramaları, semptom yönetimi ve takip gibi müdahalelerin felçten sonra hastanın ruhsal refahı üzerinde anahtar rol oynayabileceği unutulmamalı! Amerikan Kalp Derneği tarafından yayımlanan araştırmada, depresyonun, felç geçirenlerin yaklaşık yüzde 30’unu etkilediği ve özellikle felçten sonraki ilk 3 ay içinde yaygın olduğu vurgulanıyor. Depresyon belirtileri arasında kalıcı üzüntü, endişeli ruh hali; huzursuzluk ve sinirlilik, isteksizlik, konsantre olma zorluğu, artan-azalan uyku, iştahta değişiklikler ve kilo alımı/kaybı yer alabilir. Bu duygular günlük yaşamımızı önemli ölçüde zorlaştırmaya başladığında bir uzmandan psikolojik destek almaktan çekinmeyin. 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü iken ruh sağlığının yalnız fizyolojik rahatsızlık ve engelliliğin olmadığını, ruhsal ve sosyal açıdan da tamamen bir iyilik halinde olmak anlamına geldiğini hatırlatmak istiyorum.