Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz (KBB), Ses Kısıklığı ve Yutma Güçlüğü Uzmanı Doç. Dr. Necati Enver, geğiremeyen hastaların, yemek sonrası sürekli rahatsız edici şişkinlik problemi yaşadıklarına dikkat çekerek, “Mideden gelen sesler nedeniyle sosyal hayatın içinde de çok yer almak istemezler ve hayattan uzaklaşırlar. Tanı konması da zor bir sendrom olan geğirememenin tedavisinde botoks işlemi uyguluyoruz” dedi.
GEĞİRME NEDEN OLUŞUR?
Yemekle beraber yutulan, yemeğin içindeki, bağırsak ve midedeki bakterilerin ürettiği havanın bir kısmının ağızdan çıkarılma ihtiyacı duyulduğunu belirten Doç. Dr. Enver, “Aslında ‘Mikro burp’ adı verilen minik geğirmeler çoğu zaman başkalarının duymayacağı şekilde yapılır. Bu havanın çıkmasını sağlar. Çünkü midede kalan hava, yemeklerden sonra karında belirgin rahatsızlık veren gerginlik, şişkinlik hissi, midede gurul gurul seslere neden olur” dedi.
FONSİYONEL BOZUKLUK OLABİLİR
Hastalığın fazla bilinmediği için hastanın farklı tedaviler aldığına dikkat çeken Doç. Dr. Enver, şöyle dedi: “Tanı koymayı sağlayan doğrudan bir görüntüleme yöntemi yoktur. Ancak hastanın öyküsü ve yaşadığı şikayetlerle tanı konulabilir. Dahiliyede yapılacak endoskopi, MR çekilmesi, yutma testleri normal çıkar. Yemek yerken açıldığı için görünürde yapısal bozukluk yoktur. Çünkü sorun yapısal değil fonksiyoneldir. Kapak, açma-kapatma görevini yapamaz. Elektronik kapı gibi düşünmekte fayda var. Dışarı çıkarken açılıyor ama içeri girerken açılmıyor. Aynen yemek borusu kapakçığı gibi.”
SES TELLERİYLE İLGİLİ DEĞİL
Geğirmek ile ses telleri arasında doğrudan bir ilişki olmadığını da belirten Doç. Dr. Enver, “Geğirmek, genellikle yemek borusunun üst kısmında yer alan kapakçık ile ilişkilidir. Normalde yemek yerken açılıp, sonrasında kapanması gereken yemek borusu kapakçığı bazı insanlarda açık kalır. Bu durumda mideden safra benzeri şeyler yukarıya, ağıza kadar gelir. Bu tabloya ‘reflü’ denir. Bu sıvı çoğunlukla safra suyudur, şiddetli yakıcılık içeren asit, yemek mide içine düştüğü anda salgılanır” diye konuştu.
SENDROM OLARAK TANIMLANDI
DOÇ. Dr. Enver, çocukluk döneminden beri bu problemi yaşayan bir kişinin geğiremediği için sorunun farkında olsa da tedavi için nasıl bir yol izleyeceğini bilmedini söyleyerek, “Çünkü sendrom son birkaç yıl önce tanımlandı. Hastalığın tanısının konmasındaki unsur aslında tedavisinde de kullanılan botoks yöntemi. Yemek borusuna yapılan botoks sonrasında şikayetlerin geçmesi sağlandığında tanısı da konmuş oldu” diye konuştu.
TEDAVİDE KAÇ KEZ BOTOKS UYGULANIR?
Yüz gençleştirme başta olmak üzere tıbbın birçok alanında uygulanan botoks işleminin geğiremeyen hastalarda da kullanıldığına dikkat çeken Doç. Dr. Enver, “Geğirememe problemi olan hastaların yemek borusuna botoks uyguluyoruz. 3-4 ay sonra etkisini yitirse de hastaların çoğuna tedavi için 1 kez uygulanması yeterli gelir. Yüzde 10-15’lik kısmında sadece 2’nci kez botoks yaptırma ihtiyacı duyulur. Çoğu kişi için 3’üncüsü gerekmez. Hastalığın yaşı olmadığı gibi çocukken bile anlam verilemeyen, aniden başlayan ve aniden duran karın ağrılarının sebebi bu sendrom olabilir” dedi.
