Özgür Özel’le Yılmaz Özdil arasındaki kavga büyüyor! “Sana yedireceğim” diyen seviyesizlik kazandı

0

Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile “candaş” gazeteci Yılmaz Özdil arasındaki tartışmaları ele aldı. Övür, Özel’in erken seçim istememesi nedeniyle Özdil’in ağır eleştirilerine maruz kaldığını belirtti. Tartışmanın, parti içinde kutuplaşmayı ve nefret üretmeyi amaçlayan bir kampanyaya dönüştüğünü ifade eden Övür, Özel’in liderlik sınavını geçemediğini ve umut vermeyen bir siyasetçiye dönüşeceğini öngördü. Övür, dikkat çeken yazısında şunları kaydetti: “CHP Genel Başkanı Özgür Özel üç ay bile dayanamadı. Siyaseten yaptığı “normalleşme” çıkışını yanlış kurgulasa da yaklaşımı doğruydu. Ama ne yazık ki arkasında duramadı ve klasik CHP rolüne geri döndü. Baskı ve zorlamayla bu noktaya geldiği yapılan açıklamadan belli: “Bugünden 1.5 yıl sonrası bir erken seçimi olası görüyorum. İstiyor muyum, gelecek hafta olsun istiyorum.” Özel’in bu çıkışı bana, “Bidon kafa”cı Yılmaz Özdil’le girdiği tartışmayı hatırlattı. Özdil’in o tartışmayı başlatmasının nedeni, yerel seçimden birinci çıkan Özel’in “erken seçim” istememesiydi. Özdil’in, o günlerde CHP Genel Başkanı Özel’e etmediği hakaret kalmadı:
ÖNE ÇIKAN VİDEO “Özgür Özel’in CHP tarihinin en çapsız genel başkanı olduğunu söylüyorum. Bu koltuğa yakışmıyor.” Esas saldırıyı da “erken seçim” istemeyince başlatmıştı: “‘Bütün dünyada, birinci parti olmasına rağmen erken seçim istemeyen ilk ve tek genel başkan’ dediğim için, ‘AKP’nin dört yıl daha iktidarda kalması için özel çaba harcıyor’ dediğim için bana saldıran Özgür Özel, bu iftiranı sana yedireceğim.” Bu ikili arasındaki tartışma öyle büyüdü ki, bugüne kadar siyaset zeminini zehirleyen, kutuplaşmadan beslenen, nefret üreten gazetecisinden asker emeklisine, akademisyeninden siyasetçisine “vesayet kafası”na sahip kim varsa Yılmaz Özdil’e destek verdi. Zaten parti içinde de eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi harekete geçmiş, “Sarayla müzakere değil mücadele” kampanyası başlatmıştı. O kampanyanın bir ayağında da İmamoğlu vardı. Onun hesabı da başkaydı. Hatırlayın, tam o günlerde Kılıçdaroğlu’na yakın isimler Ankara ve İstanbul’da toplantılar yapıyor, Özel’e karşı Kılıçdaroğlu-İmamoğlu ittifakını devreye sokuyorlardı. Bunun gerçekleşip gerçekleşmemesi önemli değildi, önemli olan Özel’in sıkıştırılmasıydı. Bu hesap “hançerci” algısından kurtulmak isteyen İmamoğlu’nun da işine geldi. ÖZEL’İN İLK LİDERLİK SINAVI Tablo tamamlanmış, siyasette “diyalog istemeyenler” cephesi oluşmuştu. Geriye sadece Özel’in ellerini kaldırıp teslim olması kalmıştı. O da nihayet gerçekleşti ve Özel bundan sonra büyük ihtimalle tıpkı 2020 sonrası her 6 ayda bir, “Mayısta veya ekimde erken seçim olacak” diye bağıran ve gerilim siyaseti izleyen Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener gibi umut vermeyen bir siyasetçiye dönüşecekti. Bu tablo “Sana yedireceğim” diyen seviyesizliğin kazandığını, dışarıda “Türkiye siyaseti izleyeceğim” diyen Özel’in kaybettiğini ve “liderlik” sınavını geçemediğini gösteriyor. Üstelik büyük meselelerle yüzleşmeden. Baksanıza bu tartışmanın içinde ne üçüncü dünya savaşına ilişkin bir bakış açısı var, ne Türkiye’nin bölgesel rolüne ilişkin bir yaklaşım var ne de can yakan hayat pahalılığına çare üretecek ve umut rüzgârı estirecek yeni bir siyaset önerisi var. Sadece bilinen ve 74 yıldır tek başına iktidar olamayan CHP gerçeği var, o kadar… Bu da herhalde arka planda makam hesabı yapan ve “kurtarıcı” diye bekleyen birilerinin işine geliyor.”      

Leave A Reply

Your email address will not be published.

File not found.