Uzman isim uyardı: Talasemiye karşı gebelik öncesi bu testi yaptırın
“Kesin bir tedavisi bulunmuyor”/ Talasemi çeşitli testlerle teşhis edilebildiğini belirten Doç. Dr. Solmaz alyuvar sayısını ve boyutunu ölçmek için kırmızı kan sayımı (KKH); mevcut hemoglobin tipini analiz etmek için hemoglobin elektroforezi; spesifik talasemi tipini doğrulamak için ise genetik testler yapılabileceği bilgisini verdi.Talasemi için kesin bir tedavi olmadığını, ancak durumu kontrol altında tutmaya ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik çeşitli tedavi seçenekleri bulunduğunu dile getiren Solmaz, “Kan transfüzyonu: Şiddetli talasemi hastalarının yaşamlarını devam ettirebilmeleri için düzenli olarak kırmızı kan almak gerekir. Demir şelasyon (demir düşürücü) tedavisi: Sık transfüzyonlardan kaynaklanan fazla demir vücutta birikerek organlara zarar verebilir. Şelasyon ilaçları bu fazla demiri vücuttan atmaya yardımcı olur. Dalak ameliyatı (splenektomi): Bazı durumlarda dalak alyuvarları yok edebilir ve bu nedenle alınması gerekebilir. Kemik iliği nakli: Bu potansiyel bir tedavi yöntemidir ancak önemli riskleri olan karmaşık bir prosedürdür” diye konuştu.“Kan bağışı çok önemli”/ Talaseminin, Akdeniz, Orta Doğu, Güney Asya ve Afrika gibi bazı bölgelerde daha sık görüldüğüne değinen Doç. Dr. Solmaz bu bölgelerde yaşayan insanlar ve aileler için, talasemi taşıyıcılığı taramasının hayati önem taşıdığını; bu taramanın, hamilelik öncesinde çiftlerin talasemi geni taşıyıp taşımadıklarını anlamalarını sağladığını ve böylece erken tanı sayesinde çocuklarının yaşam kalitesinin artırılabileceğinin altını çizdi.Talasemi tedavisinde halen bir çare bulunmamakla birlikte, tıptaki gelişmeler sayesinde hastalığın yönetimi ve hastaların yaşam kalitesi önemli ölçüde iyileştirildiğini vurgulayan Doç. Dr. Solmaz şunları söyledi:“Düzenli kan transfüzyonu, demir şelasyon tedavisi ve yaşam boyu takip, hastalarla birlikte sağlıklı bir yaşam sürmeyi mümkün kılmaktadır. 8 Mayıs Dünya Talasemi Günü’nde, toplum olarak bu hastalığa karşı farkındalık oluşturabilir, kan bağışının önemini vurgulayabilir ve tıbbi araştırmaları destekleyerek gelecekte bir çare bulma umudunu canlı tutabiliriz.”