Yaşlanmadan yaş alın! İşte yeni bir iyi hayat sırrı: Sinaptik plastisite!
/ Hepimiz yaşlanmadan yaş almanın peşindeyiz. Haklıyız ama bu işi nasıl başaracağımızı da yeterince iyi bildiğimizi söyleyemeyiz. Oysa yaşlanmadan yaş almanın pek çok sırrı var. O sırların en önemlilerinden biri ise fiziksel ve sosyal etkileşimlerimizdir. Biz hekimler dahil çoğumuz hâlâ farkında değiliz ama bedenimizle ve çevreyle etkileşmek, doğal ve sosyal çevre ile ilişkileri ısrarla sürdürmek ve bu ilişkileri mümkün olduğu ölçüde farklılaştırmak, yenilemek ve geliştirmek yaşlılığı da belleği de yaratıcılığı da muazzam ölçüde etkiliyor. Hatta etkilemekle de kalmıyor adeta körüklüyor. Bunun için mutlaka fiziksel ve sosyal değişimler/yüklemeler/zorlamalar yapmak da gerekmiyor. Basit ve sıradan olabilen fiziksel, doğal ve sosyal yeni/ısrarlı ilişkiler bile yaş almamıza rağmen kötü yaşlanmamızı frenleyebiliyor. Bu işin en önemli sırlarından birinin ise “sinaptik plastisite” / “sinapsları çoğaltmak ve geliştirmek” olduğu anlaşılıyor.SİNAPSLAR DA NEYİN NESİ/ Sinaps terimi “syn/beraber, birlikte” ve “haptein/kucaklaşmak” kelimelerinin birleştirilmesiyle türetilmiştir. Esas olarak hücreler arasındaki kimyasal ilişkileri, bağlantıları, haberleşmeleri, kucaklaşmaları ifade eder. Kimyasal sinapslar dışında başka pek çok biyolojik sinapslarımız da var. İmünolojik/bağışıksal sinapslar, elektriksel sinapslar bunlardan sadece bazılarıdır. Ama günlük sağlık pratiğinde sinaps denildiğinde çoğunlukla sinir hücreleri arasındaki kimyasal kucaklaşma/haberleşme anlaşılmaktadır. Peki, sinaptik plastisite nedir, neyin nesidir, nasıl geliştirilir? Gelin bu kavramı da bize önemli bir nöropskiyatrist, Dr. Daniel J. Levitin anlatsın. Hazırsanız buyurun… (Daniel J. Levitin / Başarılı Yaşlanma / Tellekt Yayınevi)