Yasaklı kimyasallar soframıza nasıl geliyor? Ne yıkayarak, ne de soyarak kurtulmak mümkün!
/ İhraç ettiğimiz meyve ve sebzelerin AB sınır ve pazarlarında yapılan kontrollerde son 1 buçuk yılda 4 kez bu zehre rastlanmış. Eylül ayında Bulgaristan’da yapılan kontrolde, taze biberde tolere edilebilir limiti 50 kat aşan oranda dimethoate saptanmış. Ağustos ayında da Danimarka’ya gönderdiğimiz çileklerde bu zehrin kalıntısı bulunmuş. Romanya’ya gönderdiğimiz mandalinada, Almanya’ya gönderdiğimiz kirazda da bu yasaklı zehrin saptandığını anlıyoruz sistemden. Bir diğer çarpıcı nokta ise dimethoate kalıntısına rastlanan meyve ve sebzelerin hepsinde aynı zamanda diğer yasaklı kimyasal; klorpirifos kalıntısının da bulunması. Klorprifos, anne karnındaki bebeğe bile sirayet edebilen özelliğe sahip sinir sistemini tahrip edici bir kimyasal. İkisinin bir arada bulunması, kokteyl etkiyle zararı katbekat artırıyor.Gül yağında da çıktı/ Akademik çalışmalar ise dimethoatenin coğrafi tescilli özel ürünlerimizde bile kullanıldığını gösteriyor. Kazdağları’nın eteklerinde yetiştirilen coğrafyamıza özel nektarin çeşidi Bayramiç beyazında bu kimyasal saptanmış. Çanakkale pazarından toplanan örneklerin incelendiği bir çalışma, Bayramiç beyazında yasaklı dimethoate kimyasalının tolere edilebilir limitten 9 kat fazla miktarda saptandığını ortaya koymuş. Keza gül yağlarının analizinde de bu maddeye rastlanmış. Yasaklı kimyasalların neden ülkeye sokulmak istendiğini sonuçlar net olarak ortaya koyuyor. Denetim olmazsa çiftçimizi geçmiş alışkanlıklardan vazgeçirmek ve soframızı zehirlerden arındırmak mümkün değil.